Sanma ey hâce kim / senden zer-u sîm isterler, /
Yevme lâ yenfeu ‘da / Kalb-i Selim isterler.
( Zannetme ki senden altın ve gümüş isterler, mal ve evladın bile fayda veremeyeceği hesap gününde sadece selim bir kalp isterler. )
( Bağdatlı Ruhi )
Bağdatlı Ruhi'nin sabırsız insanlar hakkında sarf ettiği çok kıymetli bir beyti vardır:
"Gör zahidi kim sahib-i irşad olayım der
Dün mektebe gitti bugün üstat olayım der...
Buna kulun karışmağa hakkı yoktur. Hem ne riyakar sofular yüzyıllarca ne fenalıklar yapmışlardır. Bağdatlı Ruhi'nin daha onaltıncı yüzyılda yazdığı Terkib-i bendinde, mesçitte kırk, elli diye tesbih çekenlerin, fakat dillerinde ne Allah, ne Peygamber sözü do!aşanların karşısındaki hayreti ve içlerenden birine nedir sattığınız diye sorduğu zaman aldığı cevabı hatırlayınız. Meğer o şehrin valisi her vakit bu mesçide gelir ve kırk elliden aşağı ihsan dağıtmazmış !
Bunu duyunca, Şair : "Kim sizden irağ oldu ise hakka yakındır" diyor. Bütün bunlara rağmen, alemin namazına, niyazına, orucuna, zekatına karışacaksın ha ! Her kişinin sevabı da, günahı da kendisine aittir, Sen kimsin, yeryüzünde ? Tanrının haşa vekili misin ?
İşte ne tarafından tutsanız iler tutar yeri yoktur.
Sanma ey hace kim /Senden zer-u sîmler isterler,/ Yevme lâ yenfeu'da / Kalbi selim isterler / ( Zannetmeki senden altın ve gümüş isterler, mal ve evladın bile fayda vermeyeceği hesap gününde sadece selim bir kalp isterler )
Bağdatlı Ruhi
Sanma ey hâce kim/Senden zer-u sîm isterler,
Yevme lâ yenfeu'da/ Kalbi selîm isterler.
(Zannetme ki senden altın ve gümüş isterler, mal ve evladın bile fayda vermeyeceği hesap gününde sadece selîm bir kalp isterler.)
(Bağdatlı Ruhî)
" Evc-i feleğe basdı kadem câh ile câhil
Erbâb-ı kemâlin yeri yok zîr-i felekde "
** Cahil insanlar feleğin en yüksek yerindeki makama ayaklarını bastılar. Feleğin altı olan dünyada ise kemâl sahibi insanların yeri yok .
Dermiş hâkim bilmediğim nesne kalmadı
Dünyâyı bildi kendini bîçâre bilmedi
(Ahkâm kesip duran felsefeci "Bilmediğim hiçbir şey kalmadı!" diyormuş. Zavallı, bütün dünyayı bilse ne, kendini bilmedikten sonra!..)