Bizim kültürümüzün niyeti kişiyi bağımsız kılmak değil, bir başkasına, genellikle bir otoriteye bağımlı kılmak.
" ... bu durum karşısında yapabileceğimiz tek bir şey kalıyor: Kendimize kaçmak. İnsanın elinden dünyada bireysel olanı kurtarmak gelmez, insan sadece kendi içindeki bireyi savunabilir. Düşünce insanının en büyük edimi, her zaman özgürlüktür, düşünceler karşısında, nesneler karşısında, kendi kendisinin karşısında özgür olmaktır. Ve bizim de görevimiz işte budur: Başkaları gönüllü olarak kendilerini bağımlı kıldıkları ölçüde, kendimizi daha özgür kılmak!
Reklam
Köy Enstitüleri
Bahsi geçen kanun Cumhuriyet tarihinin en büyük eserlerinden birinin, meşhur Köy Enstitülerinin, kuruluş kanunudur. 1940-1942 yılları arasında kurulan 17 Köy Enstitüsü şu esaslara göre kurulmuştur: "1. Köyden kız-erkek ilk okulu bitirmiş çocuklardan almak. 2. Onları köy hayatının şartlarına uygun bir çevre içinde 5 yıllık eğitime tabi tutmak. 3. Yalnız okuyup yazma öğreten ve müfredat organlarındaki dersleri okutan pasif bir insan değil, Cumhuriyetin ve inkılabın adamı olarak köyde önder olma vasfında, köy hayatında işe yarar öğretmen yetiştirmek. 4. Okuyup yazacakları ve yaşayacakları yerleri, başlarına bilirkişi koyup bunların kendilerine yaptırmak. 5. Öğretmen çıktıkları zaman gidecekleri köye toprakla, bahçe ile ve köy işleriyle vazifelendirip kendilerini devamlı surette bağımlı kılmak"
Sayfa 137 - 2. Bölüm: Doğa Bilimlerinin Işığında Eğitim Kuramı ve Türk Aydınlanması - Hasan-Âli Yücel ve Bilimsel EğitimKitabı okudu
Serveti ve eşyayı kendinize bağımlı kılmak için kendinizi bunlardan bağımsız kılmakla işe başlayın. Düşünceyle egemen olmak için düşünceye egemen olmakla işe başlayın.
Kötülük erdemden uzak dursun ki mantık hiçbir zaman zaaflara sığınmasın! Gönül zaafiard asla güvenli bir liman bulamaz. Öfkelenmeden cesur, arzu ya kapılmadan üretken olamıyorsa, korkmadan susamıyorsa, yani ancak kendindeki fenalıklarla güvende olabiliyorsa varsın sarsılsın ve dalgalarda savrulsun. Herhangi bir tutkunun kölesi oluyorsa ancak bu türden bir tiranlığın altında yaşaması gerekir. Erdemleri kusurlara bağımlı kılmak utanç verici değil midir? Eğer mantık, tutkular olmadan hiçbir şey yapamıyorsa kudret sahibi olmayı da bırakır, tutkuya denk ve benzer olur. Mantık olmadığında tutkuların tedbirsiz olması gibi, tutku olmadığında da mantık etkisiz kalacaksa bu ikisi arasında ne fark kalır? Biri olmadan diğeri muktedir olamıyorsa ikisi bir fark kalır? Biri olmadan diğeri muktedir olamıyorsa ikisi bir birine eşit demektir. Peki, tutkunun mantığa denk olmasına kim katlanabilir?
Sayfa 36
•"Bizim kültürümüzün niyeti kişiyi bağımsız kılmak değil, bir başkasına, genellikle bir otoriteye bağımlı kılmak. O nedenle kendini bağımsız kılma çabalarını kültürümüz anormal davranışlar olarak gösterir. Böyle çabalar içine girenler toplum içinde alay konusu olurlar, bir tür sırıtırlar. Böyle olunca da bağımsız olmayı düşünenler yüreklendirilmemiş olurlar"
Reklam
İnanma yavruuum, kanma guzuuum : D
(...)sadece başkalarını bağımlı kılmak ve onları hakimiyeti altına almak için gösterilen bir ilgiyi "seven" ilgi olarak kabul etmekten vazgeçmeliyiz. Ama çoğumuz böyle bir ilgiyi sevecen ilgi kabul ederiz!
Sayfa 26 - Çitlembik YayıneviKitabı okuyor
Zorunluluk yüzünden çalışmayın,onurunuz için çalışın.Serveti ve eşyayı kendinize bağımlı kılmak için kendinizi bunlardan bağımsız kılmakla işe başlayın.Düşünceye egemen olmak için düşünceye egemen olmakla işe başlayın.
Sayfa 259 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Zorunluluk yüzünden çalışmayın,onurunuz için çalışın.Serveti ve eşyayı kendinize bağımlı kılmak için kendinizi bunlardan bağımsız kılmakla işe başlayın.Düşünceyle egemen olmak için düşünceye egemen olmakla işe başlayın.
Sayfa 259 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Bizim kültürümüzün niyeti kişiyi bağımsız kılmak değil, bir başkasına, genellikle bir otoriteye bağımlı kılmak. O nedenle kendini bağımsız kılma çabalarını, kültürümüz anormal davranışlar olarak gösterirler. Böyle çabalar içine girenler toplum içinde alay konusu olurlar, bir tür sırıtırlar.
Reklam
Bizim kültürümüzün niyeti kişiyi bağımsız kılmak değil, bir başkasına, genellikle bir otoriteye bağımlı kılmak. O nedenle kendini bağımsız kılma çabalarını, kültürümüz anormal davranışlar olarak gösterir. Böyle çabalar içine girenler toplum içinde alay konusu olurlar, bir tür sırıtırlar. Böyle olunca da, bağımsız olmayı düşünenler yüreklendirilmemiş olurlar.
"Bizim kültürümüzün niyeti kişiyi bağımsız kılmak değil, bir başkasına, genellikle bir otoriteye bağımlı kılmak. O nedenle kendini bağımsız kılma çabalarını kültürümüz anormal davranışlar olarak gösterir. Böyle çabalar içine girenler toplum içinde alay konusu olurlar, bir tür sırıtırlar."
“Seçimlerimiz akla dayanmadıkça özgür değilizdir. Devletin yönününü bu türden keyfî seçimlere büsbütün bağımlı kılmak, Hegel’e göre toplumun kaderini şansa bırakmak anlamına gelecektir.”
“Bizim kültürümüzün niyeti kişiyi bağımsız kılmak değil, bir başkasına, genellikle bir otoriteye bağımlı kılmak. O nedenle kendini bağımsız kılma çabalarını, kültürümüz anormal davranışlar olarak gösterir.”
Sayfa 68
Erich Fromm'un, 'bireylerin aşkında tatminin gerçek alçakgönüllülük, cesaret, inanç ve disiplin olmaksızan' sağlanamayacağına dair gözlemiyle ikilemin özünü kavradığına inanıyorum. Fakat Fromm hemen ardından üzülerek şunu eklemiştir: 'bu niteliklerin nadiren görüldüğü bir toplumda sevme kapasitesine erişmek de ender bir başarı olmak zorundadır'. Sevmek ikisi de farklı tecrübe ve hatıra yüküne sahip olup kendi doğal akışını sürdürmekte olan iki biyografiyi paylaşmaya ve harmanlamaya kararlı olmak demektir. Sevmek aynı zamanda geleceğe dair, yani büyük bir bilinmezliğe dair mutabakat demektir. Başka bir deyişle, Lucan'in iki bin yıl önce gözlemlediği ve Francis Bacon'ın ondan yüzyıllar sonra tekrarladığı gibi, ödenececk bedeli göze almak demektir. O ayrica sizinkine benzer bir seçme özgürlüğüne sahip olup o özgürlüğün peşinde koşma iradesine sahip olan birisine, yani sürprizler ve bilinmezliklerle dolu birisine kendini bağımlı kılmak demektir.
359 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.