İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacak yerde tam tersini yapma huyları vardır:
Sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar. Ve bağırtı saldırının, savaşın, kıyımın sesli eşiğidir.
E-book olarak okumak İsterseniz.
drive.google.com/file/d/1upa9t7o...
Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Tarih bir ses çıkaracak olsaydı, bir çığlık, bir inilti, bir haykırış, bir bağırtı, bir böğürtü, bir homurtu, bir haykırış olurdu bu. Neyse ki, tarih konuşamaz; ağzına tıka basa ölüler, küller, çamur, kan, kemikler tıkıştırılmıştır.
Böyle ev mi olur! Eskiden sağır gibi yaşardım, siz de bilirsiniz: sessiz, sakin; bir sinek uçsa, sesi duyulurdu. Ama burada gürültü, bağırtı, gümbürtü...
Sakin bir akşamdı; hüzünlü bir akşam, çevrede her şeyin öylesine renkliyken, birden solmaya başladığı, renklerin canlılığını her saat biraz daha yitirdiği, toprağın dolu dolu yaz kokularının bittiği, yalnızca rutubet koktuğu, havanın tuhaf bir biçimde saydamlaştığı, kızaran gökyüzünde telaşlı kargaların, insanda tatsız düşünceler uyandırarak dolaştığı hüzünlü bir güz akşamı... Her şey sessiz, sakindi. Her ses –bir kuşun kanat sesi, düşen bir yaprağın hışırtısı– bir bağırtı gibi duyuluyor, birden korkuyla ürpermemize neden oluyordu. Ama sonra gene derin bir sessizlik çöküyordu çevreye, göğsümüze doluyordu.
Sen ne kadar güzel ne kadar zarif bir kitapsın öyle. Kalbe işleyen işleten...
Adı gibi naif 17 hikayeden oluşan kitap.
Her biri ayrı anlam verici. Ders çıkarıcı
İlk hikaye olan "SULTANIMIZIN GELİŞİ" Üç ayları ve Ramazanı Şerifi ne güzel tasvir etmişler.
2-KELİMELER : Bu hikayedede en çok sevdiğim alıntıyı yazmak istiyorum. "Ama
Ben kendim de tepki veriyorum. Acıya karşı bağırtı ve gözyaşıyla, alçaklığa öfkeyle, kalleşliğe nefretle tepki veriyorum. Bana göre bu yaşamın ta kendisidir. Bir organizma ne denli basitse o denli az duyarlıdır ve uyarılara daha zayıf tepki verir. Aksine organizma ne denli gelişmişse gerçekliğe karşı o denli duyarlıdır ve daha enerjik bir biçimde tepki verir.
Gece ilerledi ve ben bir şey yapmak istiyorum. Ne okumak ne de yazmak; sanki yer yüzünde olmayan bir şey doğuyor, buna hazırlanıyor ve bu sancıyı duyuyorum ben. Bu ne bir kelime, bir susma ne de bir bağırtı. Ama gece koyu ve geniş. Ve ben küçücüğüm, oldukça küçük.
Bir Subay'ın Günlüğü (7)
Araçta herkes suskun...
Yüzbaşı elini dizime attı.
Gardaş sen bugün dinlen.
Asb'yım komutanınızı iyi ağırlayın.
Emredersiniz Komutanım dedi.
Yüzbaşı lojmanda indi biz devam ettik.
Kışlada ben gelmeden yerim hazırlanmıştı.
Odayı gösterdiler.
İçeri geçtim kendimi hemen yatağa attım birde malbora yaktım Gülçin.
Uzun uzun