Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Erzurum Ahalisi
Ahalisi Türk, Kürt, Türkmen, Ermeni'dir. Gök Dolak Acemler de var. Sağlam, rahatına düşkün, orta boylu, canlı, yaşlılarıyla gençleri hep bahadır ve gürbüz adamlardır. Çok sağlam yapılı olurlar. On yaşından yirmi yaşına varıncaya kadar çocukları gayet güzel olur. Ondan sonra tez sakallanır, gayet kıllı olurlar. Fakat hepsi yumuşak huylu, uysal, zeki ve anlayışlı adamlardır.
Sayfa 259
Jung’a göre “Don Juanizm”
Bu filmlerde ve tarihi çizgi romanlarda kahramanın bir tür anne kompleksin­den muzdarip olduğu da düşünülebilir. jung, bu kompleksin "Don juanizm" olarak da karşımıza çıkabileceğini belirtirken annenin bilinçdışı olarak her ka­dında arandığı "Don juanizm"i şöyle açıklar: "Olumsuz anlamda Donjuanizm olan şeyin cesur, kararlı bir erkeklik, en büyük hedeflere ulaşma hırsı, tüm bu­dalalıklara, saplantılara, haksızlığa ve tembelliğe muhalif bir ruh, ödün ver­mez, sağlam bir irade, dünyanın muammalarından bile ürkmeyen bir merak, ve nihayet, insanlara yeni bir yurt kuran ya da dünyaya yeni bir çehre kazan­dıran devrimci ruh gibi olumlu tezahürleri olabilir.
Reklam
" Siz, tepeye bir anıt-alamet inşa edip oyalanıp eğleniyor musunuz? Büyük ve sağlam yapılar yaparak, kalıcı (ebedi) olacağınızı mı umuyorsunuz? Tutup yakaladığınız zaman da zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?" (Şuara 128-130)
Dostlukları sağlam olurdu. Asla sahtelik karıştırmazlardı niyetlerine. Sadakati, yüceliği, sevgiyi çıkarları için kirletmezlerdi.
“Siz, her tepeye bir anıt-alamet inşa edip oyalanıp eğleniyor musunuz? Büyük ve sağlam yapılar yaparak, kalıcı (edebî) olacağınızı mı umuyorsunuz? Tutup yakaladığınız zaman da zorbalar gibi mi yakalıyorsun?” (Şuara 128-130)
28 Mayıs 1453 akşamı.
"Sultan Mehmed, göğsündeki başın değil İstanbulda bir ağacın terlediğini sandı; İstanbulun bir yerinde bir kınalı toprak ısınıyordu avuç avuç, bir tas su kaynıyor-du içten içe, bir taş toprağı yırtmış sivriliyordu... yahud bir pencere aydınlanıyor, bir sokak karanlığı ışıyor, bir çiçek meyveye dönüyordu; Hasanın terleyen başında bütün bunlar vardı, o anda Sultan Mehmed Hasana mı sarıldığını yoksa İstanbulu mu bağrına bastığını ayıramadı birbirinden; ikisi de bir olmuştu. Kendisini bildi bileli ilk defa değişik bir doluluğa doldu göz pınarları Sultan Mehmedin, yüreği o doluluğa kabardı: «Hasan, hakkını heiâl et» dedi. Hasanınki bir inilti: «Senin olan sana helâl değil mi? Benim hakkım senin hakkın padişahım, senin hakkın benim idi zaten, mübarek olsun, Bana izin duramayacağım.» Ak Şemseddin başını önüne eğmişti. Molla Hüsrev sulu gözlerde süzdü Horoz Dedeyi. Horoz Dede hiç çekinmeden ağlıyordu, ağlarken de dünyanın en çirkini olduğundan habersizdi. Er Sinan Bahadır Yüzbaşıya tutunmuş, Bahadır Yüzbaşı Barakın sağlam eline uzanmıştı. <Gidelim» buyurdu Hünkâr. Kalırsa sabahaca Tekkeden dışarı çıkamayacağına inandı, o yüzden de attığı gibi adımını çıktı. «Yarın Horoz Dede, inşaallah, İstanbulda, Ayasofyanın önünde beni bekleyeceksin, ben gelenedeğin bekleyeceksin!>"
Reklam
"Anadolu'yu Türk yurdu kılan Alplerin dokuz hasleti vardı: Bir, muhkem bir yürek; iki, kol kuvveti; üç, gayret; dört, sağlam bir zırh; beş, kemikle berkitilmiş katı yay; altı, çifte su verilmiş kılıç; yedi, zırh delen bir mızrak; sekiz, iyi bir yoldaş ve dokuz, iyi bir at. İyi bir atı olmayan bahadır, asaletini kaybetmiş demektir arkadaş."
Sayfa 24 - Selim
Anadolu’yu Türk Yurdu Yapan Türklerin 9 Hasleti Vardı. 1-Muhkem Bir Yürek 2-Kol Kuvveti 3- Gayret 4- Sağlam Bir Zırh 5-Kemikle Berkitilmiş Katı Bir Yay 6- Çifte Su Verilmiş Kılıç 7-Zırh Delen Bir Mızrak 8-İyi Bir Yoldaş Ve 9- İyi Bir At İyi Bir Atı Olmayan Bahadır, Asaletini Kaybetmiş Demektir
Anadolu'yu Türk yurdu kılan Alplerin dokuz hasleti vardır. Bir, muhkem bir yürek; iki,kol kuvveti; üç, gayret; dört, sağlam bir zırh; beş, kemikle berkitilmiş katı yay; altı, çifte su verilmiş kılıç; yedi, zırh delen bir mızrak; sekiz, iyi bir yoldaş ve dokuz, iyi bir at, iyi bir atı olmayan bahadır, asaletini kaybetmiş demektir arkadaş.
Anadolu'yu Türk yurdu kılan Alplerin dokuz hasleti vardı: Bir, muhkem bir yürek; iki, kol kuvveti; üç, gayret; dört, sağlam bir zırh; beş, kemikle berkitilmiş katı yay; altı, çifte su verilmiş kılıç; yedi, zırh delen bir mızrak; sekiz, iyi bir yoldaş ve dokuz, iyi bir at. İyi bir atı olmayan bahadır, asaletini kaybetmiş demektir arkadaş...
Sayfa 24 - Şehzade SelimKitabı okudu
Reklam
NAAT-İ ŞERİF ( BİRAZ UZUNCA )
ŞEYYÂD HAMZA (v. 1360) * YÂ RESÛLALLAH * Senin aşkın kamu derde devâdır yâ Resûlallah Senin katında hâcetler revâdır yâ Resûlallah
"Siz, her tepeye bir anıt-alamet inşa edip oyalanıp eğleniyor musunuz? Büyük ve sağlam yapılar yaparak, kalıcı (ebedi) olacağınızı mı umuyorsunuz? Tutup yakaladığınız zaman da zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?" (Şuara 128-130) "Rabbinin, Ad (kavmine) ve yüksek sütunlar sahibi İrem'e ne yaptığını görmedin mi? Ki, şehirler içinde, onun bir benzeri yaratılmış değildi." (Fecr 6-8)
Pirim Ebu Bekir Taybadi bana yazmıştır ki: "Ey muzaffer Timur! Devlet işlerinde şu üç şeyi ihmal etme: Birincisi istişare, ikincisi sabır, üçüncüsü sağlam ve uyanıklıkla iş yapma. Çünkü istişaresiz giden saltanat yolu yanlış, sonu pişmanlık olur. Saltanat işlerini yürütürken hiçbir şeyi istişaresiz yapma ki, pişmanlık duymayasın. Şunu da bilmen gerekir ki, saltanat işlerinin tamı tamına yarısı bu yolda karşılaşacağın her türlü zorluğa sebat ve sabır göstererek sabretmektir. İkinci yarısıysa bazı şeyleri bilip bilmezlikten, görüp görmezlikten gelmektir. Kısacası, her işte sebat ve sabır göstererek uyanık olup, bahadırlık yaparsan, bütün işleri başarabilirsin. Vesselam." Burada yazılmış olan sözler, saltanat işlerinde benim için en doğru kılavuz oldu. Buna uyarak siyaset işlerinin dokuz kısmını istişareyle yürütüp sadece bir kısmını kılıca bıraktım. Geçmişteki bilginler demişlerdir ki: " Yerli yerinde yapılan bir işle yenilmez ordu yenilir, alınmaz şehir alınır." Benim tecrübemle sabittir ki, iş gören, uyanık, sezgileri kuvvetli bahadır bir kişi böyle olmayan bin kişiden elbette daha iyidir.
Sayfa 296
ÂLEMİN NİZÂMI İÇİN HİKMETLİ YÖNTEMLER Hasan Kâfi Akhisâri -Müellif:Yüce Allah,bir kavimde bulunan nimet ve âfiyeti,o kavim,kendilerindeki iyi halleri ve fiilleri,fenâ hallere ve fiillere döndürmedikçe,bozup değiştirmez.Yâni bir kavim,aralarında hak üzere,adâlet ve istikâmet ile muâmele etmeye,karşılıklı güzel ve iyi ilişkiler kurmak suretiyle
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.