Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Arsari Bay bu şeyhe vardı ve şeyhe devre ederek saygıda bulundu ve ona rica ile şöyle dedi: - "Biz Türk halkıyız. Bizim Arapça kitapları okuyup, manasına erişip ona göre hareket kılmamız çok zor oluyor. Eğer Arapça yazılan meseleleri, Türkçeye tercüme kılıp, bir yardımda bulunursanız, sevaba girersiniz. Bunun üzerine /Şeref Hoca, bütün dinî meseleleri tercüme edip, bir kitap haline getirdi. Bu kitabın adını da "Mû'in al-Murid koydu. (Bundan da) Arsari Bay'a verdi. O vakitten bu zamana kadar bütün Türkmenler, bu kitabın içindekilere göre hareket ederler..."
"Eski çağlardan beri halk, hep anlatır, durur: "Oğuz İli, köçib, çekib, yürümedük yol bar mu? "Üyün tutup, olturmaduk yurt bar mu?" "Oğuz İlinin, göçüp, çekip, yürümediği yol var mı? Evini dikip, oturmadığı yer var mı?.."
Reklam
Mor yavı Han sevdim seni:) selam olsun ruhuna..
"Kanlı-Yavı'nın iki oğlu var idi. Büyüğünün adı Mor-Yavı, küçüğünün adı ise Kara Alp-Arslan idi. Mor-Yavı Han, 75 yıl padişahlık yaptıktan sonra ölüp, öbür dünyaya gitti.."
"Farsça Oğuz destanına göre, Oğuzlar ilk defa, Doylı Kayn zamanında Müslüman oldular.."
"Bugün yer yüzünde yaşayan Türkmenlerin hepsi, bu adlarla adlandırılan ve Oğuz Han'ın yirmi dört oğlunun soylarından gelen kimselerdir. Türkmen sözü, daha eski çağlarda yoktu. Türklere benzeyen bütün göçebe boylara Türk derlerdi.."
Çin Vezirinin Raporu;
"Hunların askerlik taktiklerine gelince": "Hunlar at üzerinde dörtnala giderlerken bile, ok atabilir ve yay kullanabilirler. Çinli atlılar bunu yapamazlar! (Hunlar), ne rüzgâr, ne yağmur, ne açlıktan ve ne de susuzluktan korkarlar. Çinliler ise, bunları yapamazlar! Bu Hunların, çok uzun çağlardan beri gelen, eski yetenekleridir.
Reklam
Ortaasya tarihinde büyük kağanlıklar, Ortaasya'yı elinde tutan diğer büyük bir kağanlığın yıkılması ve onun yerine, yenisinin kurulması ile başlamıştır. Göktürklerden Bumin Kağan da, Ortaasya'yı kontrolü altında bulunduran Juan-Juan Kağanı Ana-kuei'i öldürüp, kafatasından bir içki kâsesi yaptırdıktan sonra kağan ünvanını almıştı.
Mete'den itibaren Hun imparatorları, Şanyü unvanını kullanırlardı.
Çin beyliği kralı Chao çağında (M.Ö. 306-250), (Hunların ataları olan) İçülerin kralı, dul Çin kraliçesi bayan Hsüan ile tanıştırıldı. Onların sevişebilmeleri için de, uyum yaratıldı. Bu sevişme sonunda, kraliçenin iki oğlu oldu. Kraliçe, sevgilisi olan kralı kandırarak, Kanch'üan bölgesine götürdü. Orada da, bir baskın yapıp, kralı öldürdü... Böylece İçü devleti de, Çin beyliğine katılmış oldu. Zaten, Çinlileşmiş olan bu devlet de, böyle sona eriyordu. Bu bilgilerde, Çin tarihlerinin "Hunların ataları" ile ilgili bölümlerde, veriliyordu. M.Ö. 300'de, ilk "Kuzey Şensi duvarı" da yapılır.
Moda, bazan bir taklid ve icâd gereği olduğu kadar, bazan da bazı gerekler sebebiyle doğmuş ve gelişmiştir. O. Franke'nin de dediği gibi, Çin'in kuzeyindeki Cao Çin devletinin kralı Wu Ling, yalnızca Çin, Han ve Yen gibi (güçlü Çin devletlerinden) gelecek tehlikelere karşı değil, kuzeyden ve kuzeydoğudan kendisini tehdit eden Hun bölüklerine karşı da, yepyeni tedbirler almak zorunda kalmıştır. Bu sebeple Cao devletinin sarayında, geniş toplantılar yapılmış ve bu konu, enine ve boyuna uzun uzun münakaşa edilmişti. Bu konuşma ve tenkidleri M.Ö. IV. yüzyılda yazılmış olan Savaşçı Devletler Tarihi'nin 9. bölümünde buluyoruz. Bu toplantılarda başta elbise reformu olmak üzere, silahların ve hatta bazı Çin geleneklerinin değiştirilmesi ile ilgili konular uzun uzun konuşulmuş ve bu konuşmalar da tarihe geçmiştir. Hun giyimleri ile Hun ordusunun her türlü donanımının Çin sarayında kullanılması, devletin yüksek yararları için bunun gerekli olduğu, ileri sürülmüştü. Bu, devletin yararları için de gerekli idi. Bu yolla, memleketin gösterdiği tabii ihtiyaçlar ile halk arasındaki ilişkiler de, en iyi bir şekilde birbirine uydurulmuş olacaklardı. Çünkü artık eski Çin gelenekleri ile ve araçları ihtiyacı karşılamıyorlardı
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.