Test çözüyordum, sorulan kişiyi bilmediğim için araştırayım dedim, İsrailliymiş. Tam şu an İsrail nefretim yüzünden sinirlenip ders çalışmayı bıraktım. (bahane ararken ben)
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Her güne bir sinirlilik haliyle uyanıyorum, çok gerginim,huzursuzum. Telefonumu hep sessizde tutuyorum; mesaj, arama sesi duymayayım, odamın kapısını kapalı tutuyorum, kapı vurma sesine cevap vermeyeyim diye. Peki nedendir bu bahane arama çabası?
-"kaç kere aradım açmadın?"
(Duydum ama açmadım,gördüm ama telefonu ters çevirdim, hep sessizde tutarım çünkü duymak istemiyorum. )
Neden direkt söyleyemem ki gerçeği, senin ihtiyaçlarını önemsemiyorum, bana ihtiyacın mı oldu? umrumda değil. Mesai zamanında yerine birini mi arıyorsun? benim problemim değil. Canın çok sıkkın birinin desteğine mi ihtiyacın var? üzgün değilim, müsait de değilim... Bunları söylemek neden bu kadar zor?
-"Kaç kere aradım açmadın?"
-"Telefon sessizde de duymuyorum."
-"Niye ki?"
-"Çalışıyorum, dikkatimi dağıtıyor da ben de sessize alıyorum hep, o yüzden..."(senden dolayı değil, o yüzden)
Birinin telefonunu açmadığında açmamak bir suçmuş gibi neden mahcubiyet ile cevap verilir,neden hep bir kusura bakma şöyle de böyle de halleri? İlla herkes tarafından onaylanacak bir bahaneye mi ihtiyaç var telefon açılmadığında?Nedir bu özür konuşmaları?
Aslında sorun ne "mahcup" konuşmalarda, ne de "önce ben" tavırlarında. Sorun ikisinin de aynı anda olma çelişkisi. "Benim vaktim, istediğim gibi kullanır kurallarımı kendim koyarım" düşüncesi ama pratikte yarım yamalak bir "sananeci" ve de "kusura bakmayımcı"," özür dilerimci" tavır.Ne olacağına karar verememiş korkak, ikiyüzlü bir insan. Biri olmaya çalışırken hiç olan bilinçli bir böcek.
~butimar
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_
_Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
Kulunu affetmek için Rabbimizin bahaneleri sonsuzdur, rahmeti zaten her şeyi kuşatmış. Her şey derken buna gazabını bile dahil edebilirsin çünkü gazap ederken bile bir rahmete ulaştırmak için gazap eder.
Ama ben erkekleri seviyorum. Ne kadar sövüp saysalar, içki içip kumar oynasalar, tütün içerler de onlarda sevdiğim bir şey vardı, ne kadar sevimsiz de olsalar onlarda içgüdüsel olarak sevdiğim bir şey...
Bazı arkadaşlarım var ki iyiyim sorun yok dediğim halde saat başı nasılsın diye yokladılar. Gelmek isteyip, yanımda olmak isteyip de il dışında ya da yurtdışında olduğu için gelemeyen saat başı beni kontrol eden arkadaşlarım zaten hep benimleydiniz. Bir de yakınımda olup çeşitli bahanelerle gelemedim arayamadım diyen arkadaşlar var, tabi ki
Seride, en sevdiğim film hep Ateş Kadehi olmuştur.
Filmleri defalarca izlemişimdir ama birçok kişi tarafından filmlerin kitabı çok iyi yansıttığı söylendiği için kitabın bu kadar farklı olacağını düşünmezdim. Filmleri izlerken hiç sormadığım soruları kitapta sormaya başladım ve sonunun gelmesini heyecanla beklerken bir yandan da bitmemesi için