Kibrit çakıyorsun karanlıkta
badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift
sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı?
Baharın Azizliği
Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza, yangın mı olur artık bahar mı
BAHARlN AZİZLİĞİ
Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza, yangın mı olur artık bahar mı
Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza , yangın mı olur artık bahar mı
Her gece ansızın gelir miydi aklına
Değişen ne, neredeyim, o nerede
Aynı mı bakıyor gözleri
Son mu bulmuş baharı
Habersizim sesinden, nefesinden, senden
Ağırlığı çökmüş omuzlarına
Bir o kadar kimsesiz ve sakin
Uçurumlarda bul beni dipsiz kuyularda
Kapat gözlerini görmesin karanlığı
Buz kesilsin ellerim boşluklarda
Duvarlar adını bense seni dinlerdim
Hıçkırıklar da kesilmiş nefesim de...
Hikmet bir an için kendi çocukluğuna döndü. Koca adam ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Bebek sanki hissetmiş gibi uyandı. Dağın zirvesinden uçuşan kar taneleri gibi tertemiz bakmaya başladı Hikmet'e. Arabanın her yerine sinmiş lahmacun ve sigara kokusu dağılıverdi birden. Tertemiz baharın müjdecisi tatlı rüzgarlar alıverdi yerini. İçinde bulundukları kasvet ve asıl Hikmet'in içindeki hüzün tepeden tırnağa acizliğe dönüşüverdi. Bebek, Hikmet'e gülücükler atıyordu. Çıkardığı sesler arabaya, oradan da Hikmet'in ciğerlerine doluyordu sanki. İçinin genişlediğini hissetti.