ÖYKÜLERDEN SEÇTİKLERİM
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim. Bu
Bir renkli saatler, bir renkli günler İhtiyar gösterir bize dünyayı. Ey doğan al güneş, açılan seher, Tâze bir haberle beze dünyayı.
Sayfa 25 - Kültür Bakanlığı Yayınları, 1993Kitabı okudu
#yusuf
+patron neden uzaklara daldın yine? - evlat! Maziye daldım maziye. +Neden patron? - ah be evlat eski günler geldi aklıma. •Ne kadar mutlu olduğumu. •Ne kadar neşeli olduğumu. •Ne kadar bahtiyar olduğumu. - şuan ise patron; birer içine çökmüş, •kendi hayatını düşünmeyen sadece •anlayış bekleyen insanlarız bizim •zararımız kendimize.
Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır Ve kediler her gece sürünür yastıklara. Denizleri bahtiyar eden günler kısalır; Satılmayan çiçekler, zehirli ve kapkara, Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır.
Sayfa 41 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
O günler odamda ıhlamurun kaynadığı sobada, odunların ateşi köz olana dek oturur, konuşurduk. Bir içim açılırdı ki! Hava hep kışlasın, soba hep yansın, ıhlamurlar kaynaya kaynaya kırmızılaşsın, oğlumla böyle oturup da bahtiyar bahtiyar yaşayayım isterdim.
Sayfa 72
Yaşar Kemal'i anlatıyor Nazım Hikmet.
Biliyorsun, çok yardımı dokundu bana. Paris’te beni görmeye gelmek, gizlenmeden, sakınmadan benimle konuşmak, tüm o günler boyu sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar benimle şehirde dolaşmak yürek işiydi. Şiirlerimi ezbere okumaya başladığında mutluluktan aklımı yitiriyordum nerdeyse. Biliyorsun, zaman zaman şiirlerimin Türkiye’de unutulduğu kanısına kapılıyorum. Onun sayesinde, inancım tazelendi Türkiye’ye, yani kendi halkıma, kendi geleceğime.
"öyle bir zaman gelecek ki.." İste tam da o zamandayız
ALLAH RESÛLÜ’NÜN AHİR ZAMAN ÜMMETİNE İKAZLARI Hadis kitaplarında “Kitabu’l-fiten ve’l-melahim” başlığı altında ahir zamanda meydana gelecek bir kısım kötülük, ahlaksızlık ve fitneleri bildiren hadislere yer verilmiştir. Bunlara “kıyamet alametleri” de denilmiştir. Bu hadislerde ümmet arasında ortaya çıkacak dinî ve siyasî alandaki bozulmalara,
Geldiğim zaman göreceksin, seni neşelendirmeye, sana tatlı günler yaşatmaya ne kadar çalışacağım. Bütün hayatım müddetince senin yüzünde en ufak bir keder buruşuğu olmasını bile istemem. Biz mademki bahtiyar olmak, hayatta bir zevk bulmak ve birbirimizi mesut etmek istiyoruz, artik mektuplarımızdan ve sözlerimizden kederli şeyleri atmalıyız. Şimdiye kadar neşeli şeyler görmüş olmasak bile bundan sonra göreceğiz. Sonra öyle "Ben resimdeki gibi güzel değilim" diye yazma. Sen benim için her halinle güzelsin. Seni her halinle seveceğimden bir an bile şüphe etmeni istemem. Bunu mektubun başına yazacaktım, fakat mektubunda böyle şeyler bulunduğunun cezası olarak sona bıraktım.
Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır Ve kediler her gece sürünür yastıklara. Denizleri bahtiyar eden günler kısalır; Satılmayan çiçekler, zehirli ve kapkara, Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır. Bir geyiğin gözleri düşer eriyen kara Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır. Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık! Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi. Sana da, Monna Rosa, taş bebeği bıraktık, Ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi. Senin hatıran gibi büyük, yeni, karanlık; Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi... Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
... İtiraf etmeliyim: Ben sahiden deliyim, Hiç seni unutmadım, Daima hatırladım. Böyle de olmaz mı? Unutulmayanlar az mı?
Sayfa 50-51Kitabı okudu
Çok Sevgili Aliye, Nüfus tezkeresini ve mektubunu aldım. Işlerin çabuk olup bitmesi için ben burada uğraşırım. Siz de eliniz düştükçe orada arkasını arayınız. Bu mektubun nedense çok hüzünlü idi. Bahar, insanlara yaşamak neşesi veren bir mevsimdir. Ankara'da bahar olmadığı için ne kadar üzülüyorum bilsen. Önümüzdeki ay basında muhakkak
Önünde ne güzel günler var, Kızım, Nice ilkbaharlar, yazlar ve güzler… Bu yıldönümünde dileğim, arzum, Ömrünce bahtiyar ol, görme keder. Sana bir arkadaş olur bu defter, Yarın, bugünleri elbet andırır, İçinde bir ışık gibi yandırır Geçen zamanları... bu sana yeter
Sayfa 248
Mona Roza IV
"Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır Ve kediler her gece sürünür yastıklara. Denizleri bahtiyar eden günler kısalır; Satılmayan çiçekler, zehirli ve kapkara, Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır. Bir geyiğin gözleri düşer eriyen kara Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır." Sezai Karakoç
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi. Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara: Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi. Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara, Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara... Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü Ve boğazımı sıktı parmaklar ince,
Resim