Yaşadığımız topraklarda pek çok şey istediğimiz gibi gitmiyor olabilir. Ama o topraklar bize idealleri uğruna cefa çekmeyi rahatlığa yeğleyen yiğit kişiler tarafından miras bırakıldı. Bugün çokları onu görmek ve göstermek istemese de, yüzyıllardan süzülerek gelen bir kültürel bellek var. Bu bellek en zor zamanlarda imdat isteyebileceğimiz, bize kim olduğumuzu söyleyen, yönümüzü gösteren bir pusula gibi yolumuzu aydınlatıyor.
Neye bakacaksan yüreğinle bak
Nerden geleceksen bir işâret ver
Kulağım sestedir, çiçektir elim
Hak’tan gayrisine boyun eğmeden
Bin terkime diyar diyar gidelim...
Üzülme Turgut, bunu karşındaki bilmiyor Turgut, biraz gülümse Turgut, anlıyormuş gibi bak Turgut; kimse o kadar akıllı değildir, kimse seninle korktuğun kadar ilgili değildir Turgut diye kendine cesaret vermeye çalışıyordu.
Ama denemeden mutluluğu yıkma. Bir bak. Hayatın, katılıp bir çaba harcadığında nasıl olduğunu gör. O zaman göreceğiz, bakalım parçalar nasıl yerlerine oturuyor.
David Burns
“Ben sana bir şey söyleyeyim mi? Hayat hiç kimseye iyi davranmıyor, seninle bir alakası yok herkes aynı şeyi yaşıyor o yüzden hiç üstüne alınma. Sen güzel anılar biriktir güzel şeyler yaşamaya bak, güzel anıların olsun…”
(Leyla ile Mecnun)