77 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 22 hours
Ne anladığımı yazacağım. "Sen yorum yapma bir daha." diyecekler okumasın. Kendini beğenmişler ile uğraşamam. Neyse moruk, yazardan başlayıp kitaba, ardından da karakterlere gidecek olan bir rota tasarladım. Bir yere takılırsanız özelden sorabilirsiniz. Adamın hayatına baktım biraz. Yazar olabilmesi için koşullar uygunmuş doğrusu,
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020238.4k okunma
Bak ne diyor Stefan Zweig
Hayır,sağlamları kendine güvenenleri,gururluları,neşelileri,sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi,yukardan bakarak,umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi,onlar için gelişigüzel bir olay,saçlarına taktıkları bir süs,kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş,kendine güvenlerini yitirmiş ,hor görülmüş,çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi,sevilmeyi; şükran duygularıyla,alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir.
Reklam
Bak ne diyor Stefan Zweig:
Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki.
Sayfa 29 - Şûle yayınlarıKitabı okudu
Bak ne diyor Stefan Zweig:
Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaratılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir.
360 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
Lüzum üzerine açıklama: Aşağıdaki bir taşlama (yergi,hiciv) denemesidir. Taşlama şiir şeklinde olsa da burada nesir tarzda bir özgünlük cesareti gösterilmektedir. Kitabı okuyanların daha çok lezzet alacağı düşünülmektedir. “Bir dal alıp çıkayım” ise derdiniz uyarıyorum: Yok öyle bir dünya, çooook uzun !!! Mide fesadı geçirtmeden
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
İnsanlığın Yıldızının Parladığı AnlarStefan Zweig · Zeplin Kitaplar · 20175.6k okunma
Stefan Zweig okuyacak yerim kalmadı. Bugün okulda hoca Stefan Zweig kitabı ile gelmiş. Neden okuyorsun, dedim. İlaç gibi incecik kitaplar diyor. Günlük bir kitabı bitiyor, diyor. Bak sen o kütük gibi kitabı (Kitle ve İktidar) okuyorsun, iki aydır bitmedi, diyor. Ne gerek var kitap taşımaya diyor, bak ben günlük götürüyorum, diyor. Olmuyor, rahat bırakın Zweig'ı. O da mutlu olmazdı böyle olmaktan. Yakasını bırakın adamın.
Reklam
Bak ne diyor Stefan Zweig:
“Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir olay, saçlarına taktıkları bir süs, kollarına geçirdikleri bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokatını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaratılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; Şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir.”
Sayfa 29 - Şûle YayınlarıKitabı okudu
Bak ne diyor Stefan Zweig: "Hayır, sağlamları, kendine güvenenleri, gururluları, neşelileri, sevinçli olanları sevmenin anlamı yoktu; onların ihtiyacı yoktu buna. Bu gibiler sevgiyi sanki kendilerine ödenmesi gereken bir borçmuş gibi, yukarıdan bakarak, umursamaz bir halle kabul ederler. Bir insanın kendisini vermesi, onlar için gelişigüzel bir bileziktir sanki. Ancak kaderin tokadını yemiş, kendine güvenlerini yitirmiş, hor görülmüş, çirkin yaradılmış olanlara sevgi gerçek bir destek olur. Yalnız böyleleri bilir sevmeyi, sevilmeyi; şükran duygularıyla, alçak gönüllülükle sevmek gerektiğini ancak onlar bilir."
Sayfa 33 - Şule yayınları
105 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.