Edip Cansever-Mendilimde Kan Sesleri
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen Kadının ütülü patiskalardan bir teni Upuzun boynu Kirpikleri Ve sana Ahmet Abi uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki Sofranı kurardı Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı Cezaevlerine düşsen cigaranı
Mendilimde Kan Sesleri
Her yere yetişilir Hiçbir şeye geç kalınmaz ama Çocuğum beni bağışla Ahmet Abi sen de bağışla Boynu bükük duruyorsam eğer İçimden öyle geldiği için değil Ama hiç değil
Reklam
Her yere yetişilir Hiçbir şeye geç kalınmaz ama Çocuğum beni bağışla Ahmet Abi sen de bağışla Boynu bükük duruyorsam eğer İçimden öyle geldiği için değil Ama hiç değil
Bu mektubun sana ulaşıp ulaşmayacağını bilmiyorum. Ama biliyorum; okuman yazman yok, konuşman yarım. Kalemin gölgesi kağıda düştü. Sana ne yazmalıyım? Ne yazmalıyım ki kara gözlerinin kapısını vurunca ruhunun ışığı yansın. / bak postacı gelmiyor
Aziz Nesin, İnönü’yü öldürmek için gizli örgüt kurmuş..
Bir akşam karakoldan çıktım. Arkadaşımın yanında birisi var. Yirmisinde var yok. İlkin, arkadaşımın bir tanıdığı sandım. Yanımıza sokulan, bizimle konuşan yok ama, besbelli bu genç bizim Bursa’ya neden gelmiş olduğumuzu bilmiyor. “Kim bu?” gibilerden arkadaşıma göz işareti yaptım. O da tek omzunu kaldırıp dudağını büzerek işaretle “bilmem”
Yağmur altında
Ne zaman yağmur yağsa ben hep böyle oluyorum. Bir küskünlük, bir bezginlik sarıyor içimi. Yağmur damlalarının toprakta kayboluşu bana insanoğlunun çaresizliğini hatırlatıyor durmadan. Hepimiz bir yağmur tanesinden başka neyiz ki? Önce bir buğu halinde topraktan yükseliyor, sonra bir küçük damla olarak yine toprağa dönüyoruz. Yağmur altında
Sayfa 229
Reklam
80 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.