202 syf.
9/10 puan verdi
Namaza Başlatan Kitap Bu tam ne kitabı biliyor musun? Yani okurken ben de bu fikri canlandırdı. 10-15 yaş arası çocuğunuzla aralardan başlık seçip akşamları beraber okuyup hadisler, ayetler, öğütler üzerine konuşurken çocuğun namaz hakkında fikir oluşturmasına yardımcı olacak bir kitap. Farzlarla düzenli namaz kılmaya başlatılabilir. ( bu
Namaza Başlatan Kitap
Namaza Başlatan KitapMehmedi Bahaddin Canbaz · Mercan Kitap · 201422 okunma
ufak tebessümler ile taş, duvar ve sanki hiç doğmamış kadar geçimsiz bir sonbahar kadını biz kırk metrekareye dört kişi sığdık zahmetine katlanılmış şu soğuk şu hain şu hüsrana mahkûm yontmaları duvarlara dizdik çeşitli el işleri çekiyor canım işte kocakarı çeyizlerinden kımıldaması zor geliyor hangi kolum ulaşmak istese yahut hangi ruhun
Reklam
" Yavrucuğum şunu bil! Günler saatler olarak sunulur. Saatler de nefesler olarak sunulur. Her nefes bir hazine sandığıdır . Bir nefesinin karşılığı olmadan boşa gitmesinden sakın. Çünkü kıyamette içi boş bir sandık görürsün pişman olursun. Her saatinin neyle geçip gittiğine dikkat et . Mutlaka en değerli şeyle birlikte yolcu etmeye bak. Nefsini sakın ihmal etme. Onu en değerli ve en güzel amellere alıştır. Kabir sandığına, oraya varacağın günde seni mutlu edecek şeyler gönder."
Sabahleyin namaza kalkmak nasıl? İrade kuvveti ile! Tabii insan çoluk çocuk olduğu zaman önce anasının babasının kuvveti ile kalkıyor. "Hadi yavrum, kalk yavrum. Etme eyleme yavrucuğum. Hadi canım, bak namaz vakti geldi." O tarafa dönüyor, bu tarafa dönüyor. İşte yarı şaka, yarı gıdıklama, yarı üstüne su serpiştirme... Kardeşi varsa ayaklarından sürükleyerek, yorganı alarak; ötekisi yorganı bırakmak istemez, berikisi yorganı çeker... Bir komik, gülünç işler. O zaman başkadır.
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne, ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğine ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
Derken gök gözlü Athene girdi araya, dedi ki: "Ey babamız, Kronosoğlu, tanrıların en üstünü, biliyoruz erişilmez bir gücün var senin, kargı salan Danaolara acıyoruz yine de, ölüp gidiyorlar bak çeke çeke. Buyurduğun gibi çekilelim savaştan ama işe yarar öyle öğüt verelim ki Argoslulara sen öfkelendin diye yok olmasınlar." Bulutlar devşiren Zeus gülümsedi, dedi ki: "Korkma Tritogeneia, yavrucuğum, dediklerime sen öyle pek kulak asma, yumuşak davranırım sana ben."
Sayfa 158
Reklam
Eğer çay bardağı kadar kırılgansan ya kaynar suyla asla karşılaşmamanın bir yolunu bul ve ideal bir kocaya varıp ideal bir hayat sürmeyi umut et, ya da yavrucuğum, bir an önce kırılmaya bak. Bütünün bir işe yaramazsa kırıkların bir işe yarar belki.
Sayfa 227 - Metis YayıncılıkKitabı okudu
592 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle sonu kötü bir şekilde bitirmeyip bizi musmutlu eden Binnuraşkım'a @binnurnigiz koskocaman sevgii ve öpücük Veda kitabı olduğu için yorumum SPOİLER! En son Nurşan hamile olduğunu öğrenip Korhan'a söylerken ev birden yanmaya başlamıştı. Çiftimizin yine mutluluğu kursağında kalıp o alevlerin içinde çıkmaya çalışıyorlar.
Daluyku
DaluykuBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 2024100 okunma
#33
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğini ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
İmam İbnü’l Cevzi rahmetullahi aleyh çocuğunu ilme teşvik ederek şöyle demektedir: “Yavrucuğum şunu bil ki günler saatler olarak sunulur. Saatler de nefesler olarak sunulur. Her nefes bir hazine sandığıdır. Bir nefesinin karşılığı olmadan boşa gitmesinden sakın. Çünkü kıyamette içi boş bir sandık görürsün de pişman olursun. Her saatinin neyle geçip gittiğine dikkat et. Mutlaka en değerli şey ile birlikte yolculuk etmeye bak. Nefsini sakın ihmal etme. Onu en değerli ve en güzel amellere alıştır. Kabir sandığına, oraya varacağın günde seni mutlu edecek şeyler gönder.”
Sayfa 116
Reklam
Alıntı.
"Bir hanımefendi anlatıyor: "Biraz fasulye ve biraz pilav alarak bakır bir tepsiye koydum. Üzerine patlıcan, salatalık ve bir kaç tane kayısı ekledim.... Tam dışarı çıkacaktım ki babam sordu: "- Nereye gidiyorsun kızım ? " "Ninem bunları kimsesiz yaşlı adama götürmemi söyledi" diye cevap verdim. Bunun üzerine babam: "- Şöyle yap. Mutfaktan bir kaç tabak daha getir. Her bir şeyi ayrı tabağa koy ve tepsiyi güzelce düzenle. Yanlarına kaşık, bıçak ve bir bardak su da koy, öyle götür" dedi. Dediklerinin hepsini yaptım ve elimdekileri dedeye götürdüm. Dönünce babama neden böyle yapmamı istediğini sordum. Babam : "Yemek ikram etmek #Mal #Sadakasıdır. Bir şeyi düzgün vermek ise #Gönül #Sadakasıdır. Birincisi karnı doyurur; ikincisi ise kalbi doldurur. Birincisi, kimsesiz dedeye, yardım isteyen dilenci hissini verir. İkincisi, yakın bir dost, iyi bir misafir olduğu hissini verir." diye cevap verdi ve devam etti : "-Maldan vermek ile gönülden vermek arasında büyük bir fark vardır. Gönülden olanın hem Allah katında hem de insanlar yanında değeri daha büyüktür." Dedikten sonra biraz durdu. Sonra gözlerimin içine bakarak sözlerini şöyle tamamladı: "- Bak yavrucuğum. Yapacağımız ikramlar, sevgi ve iyilikle birlikte olsun. Sakın aşağılayıcı ve küçük düşürücü olmasın..."
:p
Gece yarısı, mışıl mışıl uyurken iki sinirli el ona sarılır ve hıçkıran bir göğüsle bastırırdı. Çocuk anlamayan gözlerle bu alelacayip hareketlere bakarken, ağlamaklı bir ses kulağının dibide vızıldamaya başlardı. "Ah benim talihsiz kızım! Ah benim zavallı Muazzezim; benim yetim yavrucuğum. Bak, baban hâlâ gelmedi! Ah benim talihsiz, masum yavrucuğum!" Çocuk bu sözlerden bir şey anlamaz, fakat hali ile, asıl talihsizliğin böyle gece yarısı uykudan uyandırılarak hırpalanmak olduğunu söylemeye çalışır, sonra daha fazla tahammül edemeyerek anasının ağlamasına daha tiz bir perdeden iştirak ederdi.
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne, ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğini ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
244 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.