Derken gök gözlü Athene girdi araya, dedi ki: "Ey babamız, Kronosoğlu, tanrıların en üstünü, biliyoruz erişilmez bir gücün var senin, kargı salan Danaolara acıyoruz yine de, ölüp gidiyorlar bak çeke çeke. Buyurduğun gibi çekilelim savaştan ama işe yarar öyle öğüt verelim ki Argoslulara sen öfkelendin diye yok olmasınlar." Bulutlar devşiren Zeus gülümsedi, dedi ki: "Korkma Tritogeneia, yavrucuğum, dediklerime sen öyle pek kulak asma, yumuşak davranırım sana ben."
Sayfa 158
Alıntı.
"Bir hanımefendi anlatıyor: "Biraz fasulye ve biraz pilav alarak bakır bir tepsiye koydum. Üzerine patlıcan, salatalık ve bir kaç tane kayısı ekledim.... Tam dışarı çıkacaktım ki babam sordu: "- Nereye gidiyorsun kızım ? " "Ninem bunları kimsesiz yaşlı adama götürmemi söyledi" diye cevap verdim. Bunun üzerine babam: "- Şöyle yap. Mutfaktan bir kaç tabak daha getir. Her bir şeyi ayrı tabağa koy ve tepsiyi güzelce düzenle. Yanlarına kaşık, bıçak ve bir bardak su da koy, öyle götür" dedi. Dediklerinin hepsini yaptım ve elimdekileri dedeye götürdüm. Dönünce babama neden böyle yapmamı istediğini sordum. Babam : "Yemek ikram etmek #Mal #Sadakasıdır. Bir şeyi düzgün vermek ise #Gönül #Sadakasıdır. Birincisi karnı doyurur; ikincisi ise kalbi doldurur. Birincisi, kimsesiz dedeye, yardım isteyen dilenci hissini verir. İkincisi, yakın bir dost, iyi bir misafir olduğu hissini verir." diye cevap verdi ve devam etti : "-Maldan vermek ile gönülden vermek arasında büyük bir fark vardır. Gönülden olanın hem Allah katında hem de insanlar yanında değeri daha büyüktür." Dedikten sonra biraz durdu. Sonra gözlerimin içine bakarak sözlerini şöyle tamamladı: "- Bak yavrucuğum. Yapacağımız ikramlar, sevgi ve iyilikle birlikte olsun. Sakın aşağılayıcı ve küçük düşürücü olmasın..."
Reklam
Olayları niçin böyle deterjan bir açıdan değerlendiriyorsunuz =)
LEYLA- Bak Mahmut, evlenecem dedin, beni kandırdın ve kirlettin... MAHMUT- Ne kirletmesi yavrucuğum, ortada kirlenen bir şey yok, pis olan ne? Niçin olayları böyle deterjan bir açıdan değerlendiriyorsun? Seninle yaşadığım anlar, hayatım en güzel anlarıdır. Senden başka karım olmadı ve olmayacak.
Sayfa 550 - Pdf
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne, ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğine ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
Tarihteki ilk “sütümü helal etmem” vakası
(..) avuç avuç yoldu ak saçlarını, yine de kandıramadı yüreğini Hektor’un. Öte yandan anası da dolu yaşlarla ağlıyordu, bir eliyle göğsünü açtı, bir eliyle kaldırdı memesini, kanatlı sözler söyledi ağlaya ağlaya: “Hektor yavrucuğum, saygı göster bu memeye, onu ağzına uzattığım günleri getir aklına, unuturdun koynumda bütün dertlerini, surlarımızın içinde yenmeye bak şu domuzu, gir içeri canım oğlum, dışarıda dikilme karşısına. Öldürürse seni bu adam, katı yürekli, bir döşek üstüne koyamayacağız ölünü,
Sayfa 476 - 22.Bölüm; Hektor’un annesi Hekabe, Hektor’a Akhilleus ile surların içinde savaşması için yalvarır.
Bak ben az önce ölmüşüm. Şarkılarım nasıl da çıkıyor içimden birer birer. Al topla hepsini. Yavaş yavaş. Acele etmeden. Korkma hemen buhar olup dağılmazlar. Bir süre asılı kalırlar havada. Usulca al hepsini teker teker avucuna. Doldur ceplerini, içine çek, gözlerini derinlerine dik şarkıların, anlamaya çalış ne diyorlar. Doktorcuğum ne diyor bunca şarkı? Neden insanlar binyıllardır şarkı söylüyor? Anlamaya çalış. Şarkı sözün de ötesidir doktorcuğum yavrucuğum.
Sayfa 23 - Şarkı ne diyordu hatırla: Vie qui veut me tuer, beni öldürmek isteyen hayat, c'est magnifique, muhteşemdir.Kitabı okudu
Reklam
171 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.