Ama bütün ömrünü karanlık hücrelerde geçiren birisi aniden çıplak gözlerle güneşe bakamaz, çarpar.
Acılar nice büyük olsa da uzun sürmez diyorsun, uzun sürmez, biter bir yerde. Bu işin sonunda bir gün bir kurtuluş olacaksa, insanca olmalı, onurlu olmalı diyorsun, hep bunları diyorsun içinden. Kendi kendinle yüz yüze gelebilmelisin, bakabilmelisin kendi yüzüne. Başkalarının yüzüne de. Ama kendi yüzüne bakamıyan biri, ne yüzle çıkarbaşkalarının karşısına? En korkuncu bu işte; kendi yüzüne bile bakamaz olmak. Bu yıldırıyor seni. İçinde aşağılanmış, ezilmiş, pörtlemiş, vıcık vıcık iğrenç bir böcek yaşatarak insanların arasında dolaşmaktan, dolaşır olmaktan korkuyorsun.
Sayfa 90 - Can Yayınları
Reklam
“İnsan toplumu yetmiş yüzyıldan beri,yüce ve ebedi yasaların anlamını artık kavrayamayacak kadar kokuşmuş yasalara boyun eğdi. Artık mumların cılız ışığından başka bir ışık görmemeye alışan insanın gözleri güneş ışığına bakamaz oldu;gelip geçen kuşaklar ahlaksal kusurları ve kötülükleri bir zayıflık olarak değil de, Tanrı’nın Adem’e bağışladığı içkin bir armağan olarak kabul ettikleri için,bunlara tahammül ettiler ve birbirlerine aktardılar.”
Şimdi elli yaşında şair gibi “Yirmi beş yaşında yediğim bir kurşunla bugün ölüyorum” diyor. Arada geçen bütün sonbaharların ve arada yağan bütün yağmurların biriktirdiği ölüm şimdi gözlerini dikmiş ona bakıyor. Kimse o gözlere geri bakamaz. Bakışlar yere düşer, göğe çevrilir, ufka kayar. “Gelecek ölüm: Gözleri gözlerin olacak.”
Sayfa 130
Aslında hiç böyle değil...Tecrübeyle sabit..!
Erkek adam eşinden önce gitmeli. Yaşlı bir erkek eşini kaybedince yetim çocuğa dönüyor; eli iş tutmaz, kendine bakamaz. Oysa kadınlar daha metin ve yalnızlığa dayanıklı.
İnsanların içine doğdukları uyuşuk, derin düzeni eşelemek iyi değildir. Bazen bir kaza, beklenmedik bir yön değişikliği, alışılmadık bir ilişki yaşanır ve insan uyanıp etrafına bakar. Sonra da bir daha yolunu bulamaz. Ne istediğini, ihtiyaçlarını nasıl zapt edeceğini ve gerçekten özlemini çektiği şeyin ne olduğunu bilemez. Eşelenmiş hayal gücünün ufuk çizgisini bir daha belirleyemez ve tepeden bir gözle bakamaz. Birdenbire hiçbir şey iyi gelmemeye başlar. Oysa daha dün bir tablet çikolata, renkli bir kurdele ya da buna benzer basit bir şey, sağlığının yerinde olması ya da güneş ışığı ona mutluluk veriyordu. Bir çiçeğe bakıyor ve kendini tutamayıp gülümsüyordu. Dünya harikulade tatminler yaratır. Fakat sonra bir kaza olur ve ruh, huzurunu kaybeder.
Reklam
"Peki yine görüşecek miyiz?" Adlı bir ağıtta insan senin gözlerine bakamaz...
“Kimse güneşe ya da ölüme doğrudan bakamaz”
Sayfa 147 - Pegasus
Kimse kendi içine bakamaz, hastalığını teşhis edemez, bunu hep bir başkası görür. Bence herkes başkasının hikayesidir.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Amir güçlük çıkarmazsa memur çıkarına bakamaz, memur güçlük çıkarmazsa hademe çıkarına bakamaz. Bütün düzen çığrından çıkar sonra. Düzen de çığrından çıkarsa, artık onu ne Hamlet düzeltebilir ne de Selim. Sonra bütün aile babaları ne yapar? Bir ev nasıl çevriliyor, sen biliyor musun Selim? Ya hesapta olmayan masraflar? Tahakkuktaki Basri Bey, karısı kürtaj yaptırdığı ay, tarifeyi iki misline çıkarmıştı. Aslında bir yolsuzluk yapmıyorlar. İşiniz biraz daha hızlı yürüyor o kadar. Bir çeşit fazla mesai. Güldü.
Sayfa 102 - İletişim Sinan Yayınları İkinci Bölüm
insan sevdiğine son kez bakamaz oysa ben deşilen bir yaranın nereye akacağını bilmeden ellerim ceplerimde bir gitmek sakladım bir gitmek ki; suriye kadar dağıldım her seferinde bunu kimse fark etmedi
Vasiyetim şu. Varsa param, hepsini bağışlayın. Vücudumda kullanılabilir ne kadar organ varsa ve kime ne yarıyorsa, dağıtın. Ama kalbimi vermeyin. Kalbim sadece ona ait ve hep öyle kalacak. Ben ondan başka kimseyi sevmeyeceğim, sevemem. Çünkü onun baktığı gibi bakamaz kimse bana. İçimden hep "beni neden sevmedin" diye sordum. Durmadan sordum. Cevap bulamadım.
Öyle ki bitmek bilmeyen gözyaşları yüzünden gözlerimin çevresi, başkalarının bazı ıstıraplarında görülen mor bir renk almaya başladı. Demek ki hercailikleri layıkıyla mükafatlandırılmıştı, çünkü o günden sonra kendilerinde benzer bir tesir bırakacak birilerine bakamaz oldular.
Sayfa 77
"Vesayetim şu... Varsa param, hepsini bağışlayın. Vücudumda kullanılabilir ne kadar organ varsa ve kime ne yarıyorsa,dağıtın. Ama kalbimi vermeyin. Kalbim sadece ona ait ve hep öyle kalacak. Ben ondan başka kimseyi sevmeyeceğim, sevemem. Çünkü onun baktığı gibi bakamaz kimse bana ."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.