424 syf.
·
Puan vermedi
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun günün ilk hastası, kırmızı peleriniyle dikkat çeken genç bir kız olan Ayşa Kaleli doktorla daha ilk selamlaşmalarından itibaren davranışları, en az genç kızın üzerindeki kıyafetler kadar ilginçtir. Ayşa doktorun odasına girdikten sonra önce midesi bulanmış ardından da odanın ortasında kırmızı peleriniyle kendi
Kırmızı Pelerin
Kırmızı PelerinGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 20221,807 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
En Hüzünlü Eylül
Günlük telaşlarıyla, hayalleriyle, sevinçleriyle, mutluluklarıyla yaşayıp giden insanların hayatları iki gün bir gecede alt üst olabilir mi? Geride kalanlar bu tersine dönüşle nasıl hesaplaşabilir? Birbirine yıllarca komşu olan insanlar utançtan ve kederden birbirinin yüzüne bakamaz hale gelebilir mi? İnsanları birbirine yine insanlar düşman edebilir mi? Birileri bir köşede ellerini ovuşturup insanları birbirine kırdırabilir mi? Sorular ne kadar tanıdık değil mi? Çünkü kitapta Sezai Bey’in de dediği gibi “Meseleleri çözülmemiş bir ülkede yaşıyoruz. Her kuşak üstesinden gelemediği ya da gelmek istemediği konuları kendinden sonraki kuşağa havale ediyor. Çocuklarımız dünyaya gözlerini, bizim halledemediğimiz tartışmalı konularla açıyor. Bugün tartıştığımız hiçbir konu yeni değil.” Osman Balcıgil kitabında 6-7 Eylül olaylarına giden süreci Türk ve Rum iki aileyi merkeze alarak dönemin siyasi atmosferini gerçek kişi ve olaylara dayandırdığı müthiş bir kurguyla bize anlatıyor. Balcıgil dönemin sinemasından, meşhurlarından, yıldızlarından, lokantalarından, pastanelerinden, içeceklerinden, tatlılarından, yemeklerinden, günlük alışkanlık ve telaşlarından bahsederek İstanbul’daki sosyal hayata dair de sağlam bir portre sunuyor. Balcıgil ile tanışmadıysanız En Hüzünlü Eylül güzel bir vesile olabilir.
Nilay Bengisu Dere
Nilay Bengisu Dere
En Hüzünlü Eylül
En Hüzünlü Eylül
Osman Balcıgil
Osman Balcıgil
En Hüzünlü Eylül
En Hüzünlü EylülOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20202,172 okunma
Reklam
120 syf.
10/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Uzun zaman basımı olmadığından merakla beklediğim ve aradığım kitabı iki gün önce doğum günümde tesadüfen buldum ve tek solukta okudum. Dili akıcı ve kurgusu çok güzel oturmuş. Kitabın içinde bir bölüm var ki kalbimden vuruldum diyebilirim. Spoiler veriyorum ve bu bölümü burada paylaşmak istiyorum. Okuyun, okutturun!!! BEN VARIM. DÜŞÜNÜYORUM. VAR
Ego
EgoAyn Rand · Pegasus Yayınları · 20211,381 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Mustafa Kemal İzmir'de Yunan işgaline karşı savaşırken kendisine doğru düzgün bakamaz, işgal yüzünden çok kötü bir durumda sigara ve alkolle düşünmekteyken Latife Hanım, Mustafa Kemal'e onu zorla ikna ederek paşalarıyla beraber evine getirir. Evde ona sigarayı ve alkolü yasaklar, onu sağlığına düzgün bir şekilde dikkat etmesi için uğraşır. Mustafa Kemal başlarda kızsa da zira bir kadın koca komutana emir veriyor bir şeyler yasaklıyor, sonraları Latife'nin bu ilgisi onun hoşuna gider ve ona aşık olmaya başlar. Meğer ki Latife Hanım, Mustafa Kemal'e epeydendir aşıkmış. Çok tatlı ve çok beğenerek okuduğum bir kitap oldu. Paşamın askeri zekası dışında romantikliği de beni kendine hayran bıraktı. Kitaba puanım 7,5/10.
Mustafa Kemal'in Aşkı
Mustafa Kemal'in AşkıRezsö Szirmai · Akis Kitap · 20079 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Bugün mahvolmama sebep olan kitap
Keşke bu kitabı hiç görmeseydim, varlığını bilmeseydim, okumasaydım!! Fransa'da yaşanan gerçek bir olaydan yola çıkılarak kaleme alınan bu roman, aile kurumuna sorgusu sualsiz kutsallık atfedilmesinin yıkıcı sonuçlarını Yalın ve sarsıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor. Herkesin aile, anne baba olamayacağını, ebeveynliğin sorumluluk gerektiren bir iş olduğunu, dünyaya getirmenin yetmediğini, çocuğunun olmasının onun üzerinde her hakka sahip olduğun anlamına gelmediğini çarpıcı bir dille anlatıyor. Hani hep söyleriz ya "Anne baba olmak için psikolojik testlerden geçilsin" diye, Bu kitabı okuyunca zaten direkt olarak bu cümleyi kuruyorsunuz. Aynı zamanda bir şeyleri fark eden öğretmenlerin, sosyal hizmetler kurumunun, savcılığın bürokrasisinin ne kadar stabil işlediğini de görüyoruz. Herkesin bir şeyler yapmak için çabalaması ama o çocukların korkudan hiç seslerini çıkarmayıp ellerine somut bir delil sunamaması (ki bence en büyük somut delil işkence izleriydi) yüzünden çocuklukların yaşamaya mahvolan bir hayatı kitap olarak elimizde tutuyoruz. Kocaman bir "NEDEN???????" sorusu kafamda dönüp duruyor. Bu kitabı okumanız için çelik gibi bir sinire ihtiyacınız var sanırım ve o bende yokmuş. #alıntı "Lanetli Bu aile. Büyüğü kendi başının çaresine bakamaz, küçüğü ise sizi sürekli hırpalar, aklınıza hep kuşku tohumları Eken zehir gibi sözcüklerle alaşağı etmeye çalışır,bir sebebi olduğundan değil sadece zevk için." "Keşke biri bana bunu açıklayabilseydi, neden her şeyi yitirdiğimi" "Beni ağlama hakkından yoksun bıraktılar."
Sakar
SakarAlexandre Seurat · Metis Yayınları · 2023388 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kitabımızın baş karakteri Fazlı, sokak köpeklerinin saldırısına uğrar. Yüzü tanınmaz hale gelir , müdahale edilse de yüzünün şekli bozulmuştur. Kendi yüzüne bile bakamaz, aynalara düşman olur hale gelir Fazlı. Herkes ondan korkuyor, kaçıyordur. Sevdiği kız Nazlı bile… Fazlı bu duruma artık dayanamıyor ve köpeklerin onu getirdiği bu durum yüzünden bütün sokak köpeklerine kin beslemeye başlıyor. Fazlı intikam planı yapmıştır artık. Onu bu duruma getiren köpeklerden intikam almak için bir hayvan barınağı kurmaya başlar. Bütün sokak köpeklerini o barınakta toplamak için canla başla çalışır. Hayvan barınağını kurar. Ama intikam planı umduğu gibi gitmez. Çünkü barınakta bulunan bu canlar Fazlı’nın yalnızlığına ortak olmuşlardır artık. İntikam duygusu,bir sevgiye dönüşür... Fazlı’nın hikayesi, hayvan sevgisinin insanın yalnızlığına nasıl çare olabileceğini, sevginin ve umudun her engeli aşabileceğini gözler önüne seriyor. Ben kitabı okurken başlarda Fazlı’ya o kadar sinir oldum ki, elimdeki kitap Fazlı olsa da bir güzel sinirimi çıkartsam diye düşündüm ama sonra okudukça içim sıcacık oldu. Hayvan sevgisi öyle kıymetli ki, hepimizin içinde her an olsun bu sevgi. Hayatımızın her köşesinde bu sessiz canlara ses ve umut olabilmek dileğiyle. Kitapla kalın
Hayvan Barınağı
Hayvan BarınağıHasan Doğan · Az Kitap · 20233 okunma
Reklam
864 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Her Şeyden Önce Bir Uyarı Yaparak Başlamak İstiyorum Bu Güzel Kitaba. Kitapta Olumsuz Öğe Ve Unsurları İçermektedir. Bunu Söylememin Sebebi Kitabın Bu Kadar Popüler Olup Lise Öğrencisinin Okumak İsteyebilme İhtimaline Karşı . Bana Göre Kesinlikle O Çağdaki Öğrenciye Uygun Bulmadığımı Belirtmek İsterim. Kitabı Duyma Ve Okuma Serüvenime Gelecek
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,691 okunma
210 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
BA-YIL-DIMMM! Uzun zamandır bu kadar akıcı ve güzel bir roman okumamıştım. Kitap serinin son kitabı. Kitapta o kadar çok entrika ve olay var ki, umarım yorumlarken zorlanmam. Bu kitapta Ada karakteri Vedat tarafından kaçırılıyor. Zamanında Ada bu Vedat'ın abisi olan Sedat ile bir olay yaşıyor. Bu yüzden Sedat kimseyle konuşmuyor ve bir kısmı
Kozadaki Kadın
Kozadaki KadınAzem C. · Kitap Müptelası · 20232 okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Düşüş
Kitap romandan çok bir monolog niteliğinde olup, kitabın ana karakteri Paris'li bir avukat olan Jean-Baptiste Clamence'in kendi ile konuşmalarını içermekte. Kitapta aşırı felsefik cümleler bulunmakta. Sanki deneme okuyorsunuz gibi bir hissiyata kapılıyorsunuz. Ben şahsen roman okuduğumu hissedemedim. Karakterimiz aslında
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,1bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
En az bir Nihan Kaya kitabı okumuş kişi bilir ki onu okumak cesaret ister, çünkü bilir okumadan önceki o ile sonraki o arasında koca bir fark vardır. Eskisi gibi bakamaz, sorgulamadan duramaz, "ne var ki bunda bir şey yok" dediğimiz yerde kaç yaramız olduğunu bize tek tek saydırır. Aslına bakarsanız İyi Aile Yoktur üçlemesinden sonra bu kitapta farklı bir Nihan Kaya ile tanışacağımı sanmıştım ama yanılmışım, Nihan Kaya yine bildiğimiz gibi :') Dünyaya sadece bir kere doğarak gelen insan, kendi dünyasında kendini kaç kere doğurabilir? Yüzmenin sadece eylem olmadığını öyle derin işlemiş ki kulaç atarken artık bazı şeyler daha bir anlamlı olacak. Tavsiye ederim.
Yüzmek, Yaşamak ve Olma Arzusu
Yüzmek, Yaşamak ve Olma ArzusuNihan Kaya · Eksik Parça Yayınları · 2022475 okunma
Reklam
284 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yasanmis olmasi muhtemel bir konuyla karsimiza cikiyor bu kez Zülfü Livaneli. Cumhuriyetten önceki eski kati kurallar, cumhuriyetin gelisiyle baslayan kati degisimler bir olaylar silsilesi halinde bir aileyi nasil etkiler... Ask denilen sey cok masumdur aslinda. En olmazlari olduran bir duygu. Ama insan kökenini, dinini hele de aşık olacagi kisiyi secebilir mi? Secilemeyen ve degistirilemeyen o kadar cok sey var ki hayatimizda, onlara odaklanmaktan gelecege bakamaz olmusuz. Sabahattin Ali' nin dedigi gibi; bi cicek koklayip gidecektik bu dunyadan... Neyse demem o ki, pisman olmayacaginiz, yarisina gelince keske filmi dizisi olsa izleyebilsem diyeceginiz bir kitap.
Leyla'nın Evi
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201728,3bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
✿ 𝗚𝝝̈𝗥𝗨̈𝗡𝗠𝗘𝗬𝗘𝗡 𝗞𝝠𝗗𝗜𝗡𝗟𝝠𝗥; ~ Nasıl da güzel anlatmış, saçı uzun aklı kısa, fikirleri prangalı sanılan kadınları… ~ Asıl olan ise, kadının bulunduğu yere, isterse esareti isterse hürriyeti, isterse cesareti getirebileceği. ~ Kadın bazı evlerde doğduğu andan itibaren, istenmez sevilmez ya da erkek gibi büyümez.Aksine; kadının koruması gereken bir namusu vardır.Yürürken bakamaz etrafına, akşam dışarı çıkamaz, açık olamaz, fikirlerini söyleyemez, doğduğunda babasına, evlendiğinde kocasına zimmetlidir. ~ İşte toplum bu dayatma düşüncelerle, kadının ve kadının kıymetli özelliklerinin yerini unutmuştur.Kadını; sadece evdeki işlerde işe yarayan, çocuk doğuran, çocuk büyüten bir kalıba sıkıştırmıştır. Bu fikri değiştirecek olan bizleriz.Biz istemedikçe, kabul etmedikçe, Hürüz…Her şeyi pekala başarabilir, her şeyin üstesinden gelebiliriz.Bir kavanoz kapağı açmak, askerlik yapmak, dövüşmek farkımız değildir.Kadın daha önce yeri geldiğinde savaşa da katılmıştır.Kadın annedir, kadın regl olur, kadın dünyanın yükünü hem aklında hem bedeninde hem gönlünde taşır.Kadın hem prenses hem çocuk hem birey hem siyasetçi hem okuyan hem araştıran olabilir.Kadını artık belli kalıplara sığdırmamalısınız. Benim fikirlerim bu şekilde.Kitabı okumanızı muhakkak tavsiye ediyorum.Romanlarından farklı olarak, kısa kısa hikayelerden oluşuyor.Ama her birinde, toplumdaki hatalar söz konusu. Beğeneceğinizi düşünüyorum. İyi okumalar kitapsever dostlarım. | Aişe Özsoy🪽 [ 30/12/23 ]
Görünmeyen Kadınlar
Görünmeyen Kadınlar
Gülseren Budayıcıoğlu
Gülseren Budayıcıoğlu
Görünmeyen Kadınlar
Görünmeyen KadınlarGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 2023659 okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba arkadaşlar! Bugün size #döngü adlı bir eser ile geldim. Eserin içeriğinde ki karekterlerin yaşamlarının nasıl bir döngü ile devam ettiğini görüyoruz. Bir anne çocuğunu sevmez mi? Sever deriz genelde ya da gösteremez duygusunu falan, ama öyle değilmiş işte eğer sen istemediğin bir hayatın içinde istemediğin bir adamdan hiç beklemediğin bir
Döngü
Döngüİsmail Uluöz · Edebiyatist Yayınevi · 202265 okunma
212 syf.
8/10 puan verdi
Beyhude ömrüm / Mustafa kutlu
Mustafa Kutlu en sevdiğim Türk öykücülerdendir. Beyhude Ömrüm de bence en başarılı çalışması. Kitapta bir köylünün bahçe kurma sevdası atrafında gelişen hadiselerle köyün yavaş yavaş boşalmasını iyiden iyiye hisseder, yüreğinizin bir yerlerinde bir hüzün bulursunuz. O kalabalık düğünleri, bir avuç toprak için edilen kavgaları, köydeki canlılığı bir anda durgun bir göle dönmüş bulursunuz. Terk edilip gidilmiş biri gibi gelir köy size. Son sayfayı okuyup, kitabın kapağını yavaşça kapatıp, rafına koyduktan sonra boğazınıza kocaman bir yumru oturur. Nostaljik biz hüzün yaşarsınız. Muhakkak okumak gerek. "Öyle, bir tahta sıra üstüne oturup derdime yanıyorum. Erkek adam eşinden önce gitmeli. Yaşlı bir erkek eşini kaybedince yetim çocuğa dönüyor; eli iş tutmaz, kendine bakamaz. Oysa kadınlar daha metin ve yalnızlığa dayanıklı." "İnsan bu dünyaya niçin gelir? Herhalde bir bahçe kurmaya..." "Nedir yani; bir karı-kocanın dağ başında bir köylü de olsa, birbirini sevip sayması bahtiyarlık değil midir? O sıra her ikisi de birbirine bakıp: ‘Cenab-ı Hak seni bana, çoluk çocuğuma bağışlasın’ diye içinden geçirmesi çok mudur? Her derdin ilacı; bir tatlı tebessüm, iki güzel söz." “Pembe-beyaz şeftali çiçekleri, süt köpüğü gibi kabarmış erik, kaysı, vişne, kiraz çiçekleri; sarışın kızılcık çiçekleri yağıyor üstüme, serpiliyor gökten. aman allah’ım, ne güzel, ne güzel. Yağsın durmadan, yağsın ve örtsün üstümü bu çiçek kokuları, nerdeyim ben? Gözlerimde yaş, elimde dua. Öldüm ve bir bahçeye gömüldüm.”
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
432 syf.
1/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Uzun zamandır bir kitaba 1 vermemiştim.Bu kitabın okur puanı nasıl bu kadar yüksek olur aklım almıyor.Kitap zaten 2010 yılında basılmış.Ama ben yazarın kalemini sevdiğim için ikinci el almıştım,almaz olaydım… Kitabın konusu kısaca şöyle:Victoria, anne ve babasını kaybedince kardeşiyle birlikte uzak bir akrabasının yanına İngiltere ‘ye gidiyor.18
Sonsuza Kadar
Sonsuza KadarJudith McNaught · Epsilon Yayınevi · 2010974 okunma
245 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.