“İnsanları tanımak için onları sevmek gibi bir zorunluluğum yoktu. Ama yine de hep sevdim. Her şeyimi götürenler,kendilerinden hiç bir şey istemediklerimdi. Yine de onları sorgulamadım. Sadece kırıldım. Sessizce kırıldım. Kalp kırıldığında ses çıkmaz. Ama o sessizliği için duyar. Sessizleşirsin. Dilin susar. Kızmamışsındır ki bağırasın. Kırılmışsındır. Kızarsan bağırırsın. Kırılan insan susar. Güvenimi incittiler. Güveni bir kere sarsılan şüphe etmeyen gözlerle bakamaz kimseye. Yine de iyi yanımı görmeye çalıştım, hayatımda esip duran tüm fırtınaların… Çünkü biliyordum. Bazı sağanaklar yürümemizi zorlaştırırken bizi temizliyor…”
Oturduğum masadan sıkılan gözlerle etrafı izliyorum. Klasik bir salon düğünü işte. Etrafa kısık gözlerle bakıp, bekar oğullarına kız arayan anneler, etrafta koşuşturan çocuklar, uzun süredir görüşmüyoruzlar, niye hiç aramıyorsunlar, sen niye aramıyorsunlar. Ben aramasam sormasam arayacağın soracağın yoklar, çok güzel olmuşsunlar, kıyafetin
Biraz önce üniversiteden bir arkadaşımızın sözlendigi haberini aldım. Beni şaşırtan ise birinci sınıftan beri görüştüğü kişi değilde bambaşka biriyle bu karara varmış olması.
Tabi hemen sordum; "siz cok asiktiniz hani evlenecektiniz ? " dedm.
"O atanamadı, ben el bebek gül bebek büyüdüm. Bana bakamaz " dedi..🤦♀️🤦♀️
Yazmayıda unutuyor insan
Yalnız kalınca bir başına
Aslında çok şey yazacakken
Hiç bir şey dökülmüyor dudaklarından
Kalem elinde öylece duruyor
Bir şeyleri anımsıyor
Bir şeyleri düşünüyor
Tam şiire başlayacak eli titriyor
Tutamıyor kalemi düşürüyor
Sonra sessizce gözlerden yaşlar akıyor
Aslında çok şey yazacakken
Kitleniyor kalbi
Rasim Özdenören kitapla ilgili anlaşılması zor,kapalı ama aklı başında bir şiir okuyucusu bu kitapla ilgili eleştirecek hiçbir şey bulamamıştır bugüne dek demiştir. Tabi ikilinin dostluğunu bilmeyen yok. Onu da bilmek gerek. Ama şu bir gerçek sözlerinde ne eksik var, ne de fazla.Kitap, normal bi şiir okuyucusu ya da yeni başlayan bir