155-Elbette sizleri biraz korku, biraz açlık, biraz maldan, candan ve ürünlerden eksilterek imtihan edeceğiz. O sabredenleri müjdele!
156- Onlar ki, başlarına bir musibet gediği zaman, "Biz Allah'a aidiz ve sonunda ona döneceğiz" derler.
157- İşte onlar var ya, Rablerinin rahmet ve bağışlaması onlaradır, hidayete erenler de işte onlardır.
İMAN لا İLE BAŞLAR
TAĞUT NEDİR?
ALLAH SEVGİSİ ile TAĞUT SEVGİSİ
ASLA BİR ARADA BULUNMAZ.
“(Ey Peygamber!) Sana indirilen ve senden önce indirilmiş olan Kitaplara inandıklarını iddia eden şu ikiyüzlülerin hâllerine bir baksana; (hem Müslüman olduklarını söylüyorlar, hem de Kur’an’ın hükmünü terk edip) tağut’un, (yani Allah’ın hükümlerini hiçe
Muhakkak ki dünyâ, çeşitli çilelerle dolu bir imtihan mekânıdır. Ayet-i kerîmede bu hususla ilgili olarak şöyle buyrulur:
“And olsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanlaştırma (fakirlik ile) imtihan ederiz. (Ey Rasûlüm!) Sabredenleri müjdele! O sabredenler ki, kendilerine bir belâ geldiği zaman: «Biz Allâh’a âîdiz ve biz, elbette O’na döneceğiz!» derler. İşte Rablerinden mağfiret ve rahmet hep onlaradır. Ve hidâyete erenler de yalnız onlardır.” (el-Bakara, 155-157)
Hz. Peygamber(sa), Yahudilere kendi tarihlerinden hatırlatmalarda bulunarak kollektif hafızalarını harekete geçirmek isterken, amacı onları zaten aşina oldukları Hak ve Hakikat'le yüz yüze getirmeye çalışmaktı. Ona verdikleri cevap ilginç: "Bizim bu işlere karnımız tok veya bi bunları biliyoruz, kalplerimiz bunlarla dolu. Bilgi, hikmet, kıssalar, öğütler bizim yabancımız değil, sen tereciye tere mi satmaya çalışıyorsun? Biz bunları biliyoruz ve buna rağmen çağrına olumlu cevap vermiyoruz" der gibi tepki gösteriyorlar. Söz konusu ret Nisa, 155'te tekrar edilmektedir.
"And olsun ki sizi biraz korku, açlık ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz.
Sabredenleri müjdele!"
{Bakara 155}
Sad b. Ebi Vakkas radıyallahu anh'den:
"Ey Allah'ın rasulü! Hangi insanların başına gelen bela daha şiddetli olur?" dedim. Şöyle buyurdu:
"Nebîler, sonra sırayla (Allah katında) rütbece en üstün olanlar. Kul; dindarlığının (kuvvetliliği ve zayıflığı) durumuna göre belaya uğrar.
Eğer dininde kuvvetli ise belası şiddetli olur ve şayet dindarlığında gevşeklik olursa dindarlığı derecesine göre belaya uğrar.
Bela kuldan ayrılmaz. Nihayet kul (uğradığı belalarla günahlarından arınıp) üzerinde hiç günah kalmayarak yeryüzünde dolaşınca bela onun peşini bırakır."
Ibn Mace (4023) Tirmizi (2561) Hâkim (1/40)
Kadir Gecesi, Ali Gecesi
Kadir gecesi, Rahmet Peygamberi’nin buyruğuna göre Ramazan Ayı’nın son 10 gününden birisidir. Hatta son on günün tek, yani on dokuzuncu, yirmi birinci, yirmi üçüncü, yirmi beşinci, yirmi yedinci ve yirmi dokuzuncu gecelerinden birindedir. O gün kader gecesidir ve bin aydan daha hayırlıdır. Kur’an o gecede indirilmiştir,
“Sabreden ve başlarına bir musibet gelince “Allah’a aitiz ve Ona döneceğiz” diyenleri müjdele.
Onlara Rablerinden salâtlar (bağışlamalar) ve rahmet vardır ve (gerçek manada) hidayete erenler onlar dır”
(Bakara, 155)
Muhakkak ki sizi bazı şeylerle kesinlikle imtihan edeceğiz bazen korku, bazen açlık, bazen de mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme. Sabredenleri müjdele!!
" Andolsun ki, sizi korku, açlık, mallardan , canlardan ve ürünlerden eksiltme gibi musibetlerde deneriz. Sabredenleri müjdele. Ki onlar başlarına bir musibet geldiği zaman " Biz Allah'a aitiz ve O'na döneceğiz" derler."
" İşte Rabb'lerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır ve doğru yolu bulanlar da onlardır"
“Muhakkak ki, ölüm tehlikesiyle, korku ve açlıkla, mal, can ve ürünlerin eksiltilmesiyle sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredip sebat ve dayanıklılık gösterenlere iyi haberler müjdele.”
(Bakara 2/155)