Süleyman Çelebi'nin eseri yazma sebebiyle ilgili bir anekdot kayıtlıdır. Buna göre olay şöyle gerçekleşir: O dönemde Bursa'da bir vaiz ortaya çıkar. Vaiz, bir vaaz sırasında Bakara sûresinin 285. âyetinde geçen, "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri ayırım yapmayız" kısmını tefsir ederken, "Bu âyet gereği ben Hz. Muhammed'i Hz. İsa'dan üstün görmem" deyince dinleyenler arasından bir Arap, "Hay cahil! Sen tefsir ilminde yetersizsin. Âyetlerin nâsihinden mensuhundan, müşâbihinden müteşâbihinden haberin yok. Peygamberler arasında fark yoktur demekten maksat peygamberlik vazifesi bakımındandır, üstünlük açısından değildir. Eğer âyet senin dediğin anlamıyla hüküm verse hiç Bakara sûresinin 253. âyetinde 'O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık' denilir miydi?" diyerek kesin delil göstermek suretiyle vaizi susturur. Yine de orada bulunan bazı cahiller vaizin tarafında yer alır. Bu duruma çok üzülen Süleyman Çelebi, âlemlerin övüncü Hz. Peygamber'in [sallallahu aleyhi vesellem] peygamberlik değeri ve üstünlüğünden bahsetmek üzere Vesîletü'n-Necât'ı kaleme alır.