Yapıtlarında mitleri, ülkesinin tarihini ve gerçek üstü imgelemi kullanan yazarın, ölmeden önce yazdığı ve yayımlandığı ülkelerde büyük tartışmalara yol açan bu son romanında insanlığın inançlarını hiçe sayarak kurgu içinde çirkince eleştirmesini ben tahrifata uğramış metinler üzerinden öğrendiği Hıristiyanlık ve Yahudilik sonrası ateistliği seçen yazarın beyninin sulanmış olmasına veya İncil'in ve Tevrat'ın tahrifata uğramış metinlerinin yazar üzerinde bu yüce Allah tarafından Hz. İsa'ya (a.s.)/ Hz.Musa'ya (a.s.) gönderilmiş kitaplar olamaz, insan kalemi ile yazılmıştır, din, kitap, inanç yoktur düşüncesinin hasıl olmuş olabileceğine bağladım.... ( Biliyorsunuz Kur'an-ı Kerim Tevbe, 9/30; Maide, 5/72, 73 ayetlerinde İncil hakkında özellikle teslis inancıyla ilgili tahrifata, Tevrat hakkında ise En'âm, 6/91, Bakara, 2/41-59, 75, 79, 174, 175; Ali İmran, 5/71, 78; Nisâ, 5/44, 46; Maide, 5/13, 68; Tevbe, 9/34 ayetlerde tahrifatlara dikkat çeker)
Düşüncelerini edep çerçevesinde yansıtmak varken, insanlar için kutsal kabul edilen değerlere böylesi aşağılık bir ağızla saldıran sapkın hayal gücünün ürünü bu kitabı çok çirkin buldum....
