Muhakkak ki: Biz onu Kadir gecesinde indirdik.
Bu mübârek sûre, Kur’an-ı Kerim’in Allah tarafından indirilmiş olduğu pek yüce bir gecenin şeref ve şanını bildiriyor. O feyiz dolu gecede bir takım semâvî zâtların birer vazife ile yer yüzüne şeref vereceklerini ve o gecenin sabaha kadar bir selâmet ve emniyet mahiyetinde bulunacağını şöylece beyan buyuruyor. (Muhakkak ki, biz) yâni: Yüce zatım, kudret ve azametimle (onu) o Hakikatleri beyan eden Kur’an-ı (Kadir gecesinde) öyle şeref ve şanı pek yüksek olan bir zamanda (indirdik.) yâni: Onu levh-i mahfuzdan dünya semâsına birden inzâl ettik, sonra da onun âyetleri yirmi üç sene içinde Cibrîl-i Emîn vasıtasiyle Son Peygamber Hz. Muhammed’e parça parça bir şekilde indirilerek teblîğ edilmiştir. Kadir gecesi, Ramazan-ı Şerifin gecelerinden biridir. Çünkü: Kur’an-ı Kerim’in Ramazan-ı Şerifte inmeye başlamış olduğunu Bakara sûresindeki: Ramazan ayı, Kur’an’ın indirildiği aydır. (Bakara 2/185) âyet-i kerîmesi açıkça gösteriyor. Bu Kadir gecesi sûresi de Kur’an-ı Kerim’in Kadir gecesinde indirilmiş olduğunu bildiriyor. Binaenaleyh bu gecenin Ramazan’a mahsus olduğu ortaya çıkmaktadır. Şu kadar var ki: Bu gecenin Ramazan-ı Şerif ayının hangi gecesine ait olduğundan ihtilâf vardır. Meşhur olan ve ekseriyetçe kabul edilen, bu Kadir gecesi, Ramazan-ı Şerifin yirmi yedinci gününün gecesidir. Bu mübârek gecenin kat’î sûrette tâyin buyurulmamış olması, bir nice hikmetlere dayalıdır. Kısacası: Müslümanların Ramazan-ı Şerifte daha ziyade ibâdet ve itaatte bulunmaları, onun herhangi bir gecesinin Kadir gecesi olması ihtimâlini dikkate alarak, her gecesinde fazlaca ruhani bir zevk ile zikre ve düşünmeye devam etmeleri içindir.
Ramazan orucu, Peygamberin hicretinden bir buçuk sene sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmıştır. Bunun farziyeti kitab, sünnet ve icma ile sabittir. "Oruç size farz kılındı." (Bakara sûresi, âyet: 183) âyet-i kerîmesi bunu emretmektedir.
Reklam
Kâtib Çelebi:
''Sözde bilginler, rivayetleri birer taş gibi katı ve donmuş kabul edip aslını, iç yüzünü tartışmazlar, ya kabul ya red ederler. Felsefeden çekinirler, yeri göğü bilmez cahillerken alim geçinirler. Kur'an'ın 'Siz, göklerin ve yerin melekûtuna bakmıyor, duyular ötesi evren varlıklarını algılamıyor musunuz?..' (A'raf Sûresi, 185. âyet) hikmetinin gereğini, uzaya sığır gözü ile bakarak yaptıklarını sanırlar.''
Sayfa 63 - Alfa Yayınları
Bakara Sûresi 186. Ayet'te Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kullarım Ben’i senden soracak olurlarsa, bilsinler ki Ben pek yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim. Öyleyse onlar da davetime icabet ve Bana hakkıyla inanıp tasdik etsinler ki doğru yolda yürüyerek selâmete ersinler. “Dua edin icabet edeyim” (Mümin, 60) ayeti, dua edin, size cevap vereyim, sizinle konuşayım, manasındadır
Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin? Bakara Sûresi 106. Ayet
Armağan KitaplarKitabı okuyor
Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır. Bakara Sûresi/ 183-184 Âyet
Reklam
104 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.