113. ayet: Yahudiler dediler ki: "Hıristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir"; Hıristiyanlar da: "Yahudiler bir şey üzere değillerdir" dediler. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.
114. ayet: Allah'ın mescidlerinde O'nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çaba harcayandan daha zalim kim olabilir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azap vardır.
Bilakis, kim güzel niyet ve davranış sahibi olarak kendini Allah’a teslim ederse rabbinin katında onun mükafatı vardır. Öylelerine korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.
Dinin kuralları demokrasiyle çakışmaz.
Bakara Suresi 256.ayet:Dinde zorlama yoktur.
Şura Suresi 48.ayet: Eğer yüz çevirirlerse (üzülme),biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen ,yalnız duyurmaktır.
Nisa Suresi 116.Ayet:Allah kendine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bundan başka her şeyi dilediğine bağışlar.
Gaşiye Suresi 21-22.Ayetler:(Ey Muhammet),sen öğüt ver,çünkü sen ancak öğüt verensin ,onların üzerinde zorlayıcı değilsin.
Böyle (ayetlerle ifade edilen )bir demokrasi hiç bir ülkede bile yok
“Yahudi veya hıristiyan olanlar hariç, hiç kimse cennete giremeyecek” dediler
Ehl-i kitabın herbirinin nefislerini tezkiye etmeleri onları şu noktaya getirmişti. Yahudiler"Cennete Yahûdîler'den başkası giremez", Hristiyanlar ise "Hristiyanlar'dan başkası giremez" diyorlardı. 66 Kur'ân-ı Kerîm, bu iddiada olanların delillerinin bulunmadığını haber vermektedir. "(Ehl-i kitab)
Bir akşamüstü kitap okurken ara verip, biraz zihnimi ve gözlerimi dinlendirmem gerekiyordu.
Sırt üstü yaslanınca şöyle etrafıma bakındım; tüm nesnelerin, çiçeklerin, ağaçların, hayvanların, insanların, gökyüzünün, taşın ve toprağın farklı farklı ve doğal bir rengi olduğunu gözlemledim ve düşündüm. Her gün ve herkesin açık olarak görebildiği bir
BİÇİMİ de insan gibidir bu "Tanrı"nın:
İnsan gibi "yüz"ü vardır. Birçok ayette, Tanrı'nın "vech"inden, yani " yüzünden söz edilir (örneğin bkz. Bakara Suresi, 115. ayet; Rahman Suresi, 27. ayet...). "El"inden, "iki el"inden söz edilir. Âdem için "iki elimle yarattım" diyor (bkz. Sâd Suresi, 75. ayet). Kendisi için "iki eli açık" denir (bkz. Mâide Suresi, 64. ayet). "İki göz"ünden söz edilir. Kimi zaman "aynî", yani "gözüm" der (bkz. Tâ-H â Suresi, 39. ayet), kimi zaman kendi "gözler"inden "a'yunina", yani "gözlerimiz" diye söz eder (bkz. Hûd Suresi, 37. ayet; Mü'minûn Suresi, 27. ayet; Tûr Suresi, 48. ayet...)