SÜNNETSİZ İSLAM OLMAZ ÇOCUĞUM...
"Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (ilham yoluyla, kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder." (Şura Suresi 51. Ayet) Allah sadece kitapla konuşmaz. İslamın iki kaynağı vardır. Kuran ve Sünnet Efendimizde yaşayan bir
Bulutlara bakın...
... gök ile yer arasında Allah'ın emrine boyun eğmiş bulutlarda... (Bakara Suresi 164. Ayet'ten bir kısım)
Sayfa 676
Reklam
Bakara Suresi 164. Ayet
İnne fî ḣalki-ssemâvâti vel-ardi vaḣtilâfi-lleyli ve-nnehâri velfulki-lletî tecrî fi-lbahri bimâ yenfe’u-nnâse vemâ enzela(A)llâhu mine-ssemâ-i min mâ-in feahyâ bihi-l-arda ba’de mevtihâ vebeśśe fîhâ min kulli dâbbetin vetasrîfi-rriyâhi ve-ssehâbi-lmuseḣḣari beyne-ssemâ-i vel-ardi leâyâtin likavmin ya’kilûn(e) Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara faydalı şeyler taşıyarak denizde akıp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de kendisiyle ölümünden sonra yeryüzünü dirilttiği ve üzerinde dolaşan her türlü canlıyı yaydığı yağmurda, gökle yer arasında emre hazır bekleyen rüzgarları ve bulutları farklı yönlerde evirip çevirmesinde aklını kullanan bir topluluk için elbette Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller vardır.
Kur'an' Kerim'de yer alan:"Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılişında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayan seylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'in gökyüzünden indirip ölmüş topraği diriltiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canliyi yaymasinda, rüzgárla ve yerle gök arasindaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır." (Bakara Suresi, 164. Ayet.)
İslâm İnancının Özellikleri
1) İslam akidesi her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah'a iman etmeye çağırır: ️Ey Resulüm, “Allah’ın nasıl bir varlık olduğunu bize açıkla” diyenlere) De ki: “O Allah, birdir. (Eşi, dengi, benzeri, şeriki, yardım edicisi, ihtiyaç hissettiği, öncesi, ölmesi, acizliği, eksikliği, bilgi yetersizliği ve beceriksizliği asla
Bakara Suresi 164.ayet tefsiri
Şu gökler ile yer… Şu korkunç mesafeler, şu iri gezegenler, şu büyüleyici ufuklar ve şu meçhul alemler. Uzay denen şu baş döndürücü boşluk içinde bu gezegenlerin hareketleri ve dönüşleri sırasında beliren şu duyarlı uyum… İnsana şöyle bir göz kırpıp sonra kaybolarak bilinmezliğin koynuna giren şu binbir sırlar… Şu gökler, şu yer… Hatta insan bunların uzaklıkları, hacimleri ve binbir gizli sırları hakkında hiçbir şey bilmese bile ne müthiş! Yüce Allah bu sırların bazılarını, ancak insanların idraki gelişince ve bilimsel araştırmalar yeterli düzeye varınca kullarına açmaktadır. Gece ile gündüzün yer değiştirmesi… Aydınlığın ve karanlığın kovalamacası… Işımaların ve kararmaların birbirini izlemesi… Şu tanyeri ağarması ve şu güneşin batışı… Bunlar, nice duyguları sarsmış, nice kalpleri heyecanla titretmiş ve nice zaman en acaip şeyler olarak algılanmıştır. Fakat bu olaylar tekrar tekrar yaşandıkça insan onlar karşısındaki ilk heyecanını ve coşkusunu yitirmiş, geride bırakmıştır; fakat mümin kalp hariç. O bu tabloları her defasında yeni bir yaklaşımla algılamakta, bunlar kendisine her zaman yüce Allah’ın gücünü hatırlatmakta, her defasında onları yeni bir yaratılış cilvesini görmenin coşkusu ile karşılamaktadır.
Reklam
Bakara Suresi
Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde (süzülüp) giden gemilerde, Allah'ın semadan indirip onunla, öldükten (kuruduktan) sonra toprağı dirilttiği suda, orada (yeryüzünde) yaydığı her türlü canlıda (ve onları yaymasında), rüzgarları (dilediği gibi) estirişinde, gök ile yer arasında (Allah'tan gelecek) emre hazır bekleyen bulutta, elbette düşünen bir kavim için (Allah'ın varlığına ve birliğine) nice deliller vardır. 164. Ayet-i Kerîme
Bakara Suresi 164. Ayet/2. Cüz اِنَّ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْفُلْكِ الَّت۪ي تَجْر۪ي فِي الْبَحْرِ بِمَا يَنْفَعُ النَّاسَ وَمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ السَّمَٓاءِ مِنْ مَٓاءٍ فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ ف۪يهَا مِنْ كُلِّ دَٓابَّةٍۖ وَتَصْر۪يفِ الرِّيَاحِ وَالسَّحَابِ الْمُسَخَّرِ بَيْنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün değişmesinde, insanlara fayda veren yüklerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökten indirerek onunla ölü haldeki toprağa can verdiği ve orada her çeşit canlının yetişmesini sağladığı yağmurda, rüzgârları ve gökle yer arasında emre hazır bekleyen bulutları evirip çevirip yönlendirmesinde aklını işleten bir topluluk için elbette nice deliller vardır.
"Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün peş peşe gelmesinde, insanlara faydalı mallarla yüklü gemilerin denizde süzülüşünde, Allah'ın gökten indirip ölü toprağı canlandırdığı suda, canlıları yeryüzüne yaymasında, rüzgarları ve yerle gök arasındaki bulutları yönlendirmesinde, düşünenler için Allah'ın varlığına ve birliğine işaretler vardır." (Bakara Suresi, 164.ayet)
Reklam
KABE-İ MUAZZAMA ÖRTÜSÜ
- Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi vesellem, Hulefa-i raşidin ve Emeviler devrinde sade dokumalı olan örtü, ilk defa Abbasi halifesi Mehdi zamanında yazılı olarak dokunmuştur. - Beytullah'a ait örtü numunelerinin en eskisi, Kanuni Sultan Süleyman devrine aittir.(1520-1566) - Dış örtüye dokunan ilk Ayet-i Kerime, Bakara Suresi'nin 144. âyet-i keriemesidir.
Bakara Suresi 164. Ayet
Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah´ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah´ın varlığını ve birliğini isbatlayan) birçok deliller vardır.
Bakara suresi 164.ayet
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında,gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökten yağdırıp kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmeside elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.
Bakara Suresi 164. Ayet/2. Cüz اِنَّ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْفُلْكِ الَّت۪ي تَجْر۪ي فِي الْبَحْرِ بِمَا يَنْفَعُ النَّاسَ وَمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ السَّمَٓاءِ مِنْ مَٓاءٍ فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ ف۪يهَا مِنْ كُلِّ دَٓابَّةٍۖ وَتَصْر۪يفِ الرِّيَاحِ وَالسَّحَابِ الْمُسَخَّرِ بَيْنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün değişmesinde, insanlara fayda veren yüklerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökten indirerek onunla ölü haldeki toprağa can verdiği ve orada her çeşit canlının yetişmesini sağladığı yağmurda, rüzgârları ve gökle yer arasında emre hazır bekleyen bulutları evirip çevirip yönlendirmesinde aklını işleten bir topluluk için elbette nice deliller vardır.
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.