218. (Allah ve Resûlü'ne) gerçekten inananlar, (dinini yaşamaktan aciz kalip vatanlarından) hicret ederek, Allah yolunda (mücadele ve) cihad edenler (var ya)! İşte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.
218- Şüphesiz ki iman edenlere, Allah yolunda hicret edip, cihad edenlere gelince, işte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
218 -- İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; Şüphesiz bunlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, gafûr ve rahîmdir.
Sayfa 33 - Kral Fahd Kur'an-ı Kerim Baskı Kurumun'da Hac ve Evkaf Bakanlığı Denetiminde Basılmıştır Suudi Arabistan Krallığı Medine-i Münevvere 1407 - 1987 Hazırlayanlar Dr. Ali Özek Başkanlığında Hayrettin Karaman Ali Turgut Mustafa ÇağırıKitabı okuyacak
Sözlükte sefîh (çoğulu süfehâ’), halîmin zıddı olup “hem cahil ve ahmak hem de kaba ve saldırgan” anlamına gelir; Türkçe’ye, yerine göre, “aklı ve bilgisi kıt, beyinsiz, dar kafalı, barbar” diye çevrilmektedir. Âyetteki süfehâ’ kelimesi tefsirlerde “cahiller, ahmaklar, kıt akıllılar” şeklinde açıklanmış ve bununla da yahudilerin, putperest Araplar’ın veya münafıkların ya da her üç zümrenin kastedildiği hususunda farklı görüşler ileri sürülmüştür (Taberî, II, 1; İbn Atıyye, I, 218; Râzî, IV, 92-93).
Hicret, imkânların tükendiği yerden üretileceği yere intikal, kavuşmak için terk etmektir. Cihad, insanlığın değişmez değerlerinin öbür adı olan İslâm’la insan arasına gerilen engelleri kaldırmak için üstün çaba harcamaktır.