"Beppo sokağı süpürürken yavaş ama belli bir tempo ile çalışırdı. Her adımda bir nefes alır; her nefeste bir süpürge sallardı. Bir adım - bir nefes - bir süpürge. Bir adım - bir nefes - bir süpürge. Böyle sürüp giderdi. Arada bir durur ve önüne bakarak düşünürdü. Sonra tekrar bir adım - bir nefes - bir süpürge. Bak Momo derdi, ne oluyor, biliyor musun? Bazen önüne upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki, insan bunun sonu gelmez sanıyor. O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan. Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun. Daha hızlı ve daha gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hala upuzun bir şekilde seni bekliyor. İnsan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman adım adım ilerlemeli. Sürekli olarak bir adım sonrasını düşünmeli, bir adım, sonra derin bir nefes, sonra bir süpürge. İşte o zaman hayat zevkli olur. Önemli olan işini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı. Bir de bakarsın ki adım adım bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan. Önemli olan da budur.
Sayfa 41
SAATİNİZ Bir bakarsın üç Bir bakarsın hiç
Reklam
Hayat bu: - Bir bakarsin hersey bir anda son bulur. Hayat bu: - Son dedigin an hersey yeniden can bulur. Sems-i Tebrizi
Bir kıvılcım düşer önce, Büyür yavaş yavaş, Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş... Dolduramaz boşluğunu ne ana, ne kardaş, Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş... Ortak olmak her sevince, her derde kedere, Ve yürümek ömürboyu, Beraberce el ele... Olmasın hiç, O ta içten gülen gözlerde yaş, bir gün yollarımız ayrılsa bile arkadaş... Yılmaz Güney
Yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. Düş gibi bir şey yani... Koşarsın koşarsın da varmazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür. Sen bakarsın ışıltıyla. İleriye uzanırsın (uzanmak istiyorsun), uzandıkça da kolların uzar babam uzar... Gene de boşluğu avuçlarsın hep; düşünü düş yapan boşluğu.
….George’un sesi pekleşti, tok bir tona büründü, kelimeler çok söylenmiş, çok tekrarlanmış olduklarını belli edercesine, düzenli bir biçimde dökülmeye başladı ağzından. “Bizim gibi çiftlik ırgatlığı yapanlar, dünyanın en yalnız insanlarıdır hep,” dedi. “Ne aileleri vardır, ne de yerleri yurtları. Bir çiftliğe gelir, çalışır didinir, biraz para kazanır, sonra kente inip o parayı deve yaparlar. Bir de bakarsın, kuyruğunu kıstırmış, başka çiftliğe gidiyor. Yaşamdan bekledikleri hiçbir şey yoktur.” Lennie keyfinden bayılmıştı. “Tamam. Tamam! Şimdi de biz nasılız, onu anlat.” George devam etti: “Biz onlar gibi değiliz. Bizim bir geleceğimiz var. Derdimizi paylaşacak, bizi seven biri var. Başımızı sokacak yer bulamadık diye barlara dalıp paramızı son kuruşuna kadar harcayanlardan değiliz biz. Öyleleri hapse girse, kimsenin umurunda olmaz. Ama biz öyle değiliz.” Lennie atılıp onun sözünü kesti: “Biz öyle değiliz! Neden değiliz? Çünkü sen bana bakarsın, ben bana bakarım da ondan.” Sevinçle güldü.
Reklam
Eğer ne istediğini bilmezsen, bir bakarsın istemediğin bir sürü şeyin olmuş.
Mutluluk bir dağ yolu gibidir. Bakarsın tepelere tırmanır, sonra bir bakarsın, aşağıya iner. Tek başına nedir insan? Ama başkalarıyla birleşirse dağları devirebilir. Bizim şu güzel, şu yaşanası dünyamız böyle işte..
Derdin ne olursa olsun, bir abdest al nefes gibi. Ve bir seccade ser odanın bir köşesine otur ve ağla, dilersen hiç konuşma. O,seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor unutma. Yitirdiğin ne varsa, bir bakarsın yağmurlu bir gecede yada bir bahar sabahında karşına çıkmış. Bil ki! Güzellikler de vardır bu hayatta gel git'lerin olmadığı bir hayat düşünülemez. Hüzün olgunlaştırır, kaybetmek sabrı öğretir. Zaman bir şeyler alır götürür senden tutamazsın. Bazen de hayatın getirdiklerinden kaçmak istersin, ama kaçamazsın. Böyledir hayat, bir türlü anlayamazsın ve bir gerçek vardır acıyı tatmadan mutluluğu tadamazsın.
İnsan en az üç kişidir. Kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. En sahicisi de bu üçüncüdür. Olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. Ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. Yine bu yüzden iki insanın birbirine âşık olması en az altı kişi arasında geçen bir hadisedir. Hangi kişiliğinin hangi kişiliğe, hangi parçanın hangi parçaya özlem duyduğunu çözemediğinde, içmeyi unuttuğun sigara parmaklarını yakana kadar karşı duvara bakarsın.
Sayfa 86 - İletişimKitabı okudu
Reklam
-Herkes geçer diyor. Geçer mi Efendim ? -Herkes ne bilir acımı Olric ? … Birilerini öpüşürken gördüğünde gözünüze çarpan ani bir düşünce ile sarsılır dudağın bir başka dudağa geçme eylemi ve ardından gelen.. O da birini öpüyor mudur acaba sorusu ve muhtemeldir öpmesi.. canın acır için kanar, geçmez... Başka birini basmak istersin kanayan yarana. Saçı onun gibidir, gözleri onunkiler gibi kocaman.. Sesi onunki gibi ince.. Bakarsın, gördüğün o değildir.. Hayal kırılır, parçalar esner. Dağılır, ama geçmez.. Acır ama, geçmez Olric. Oğuz Atay, Tutunamayanlar
"Bir bakarsın hayatının kahramanı;insanlıktan bile yoksundur ve anlarsın ki çizgi roman dışında kimsenin kahramanı yoktur. ''Paul Samuelson''
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Her ne kadar günümüzde çoğu güzel şeyin el altına düştüğünü, ayaktakımının bu güzel şeyleri benimsediğini görüp kahrolsak da, bu harika eser asla yıpratılamayacaktır gözümde. Aydınlatıcı, sorgulatıcı Palahniuk eserlerinden biridir: ''Ne istediğini bilmezsen, bir bakarsın istemediğin bir sürü şeyin olur.''
Dövüş Kulübü
Dövüş KulübüChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20209,5bin okunma
Eğer ne istediğini bilmezsen, bir bakarsın istemediğin bir sürü şeyin olmuş.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.