Gençken ölüm uzak gelir insana, ölüme meydan okursun... Bir bakarsın ömür geçmis.. Bu defa da ölüm başlar sana meydan okumaya.. Ve sonunda hep kazanan ölüm olur hayatta.. "asla sahip olmadığın şeyler icin üzùlme.. Kısmetinde varsa onlar seni bulur zamanı gelince.."Mevlana da ne güzel demiş.Herşey gelip geçici eyy gönül...bak az önce aldığın nefes bile geldi gecti.." geciciye degil, baki olana razi olmamız duasıyla..
Faniyim,fani olanı istemem.
Acizim, aciz olanı istemem.
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim gayr istemem, isterim fakat bir yar-ı bâki isterim.
Zerreyim fakat bir şems-i Sermed isterim.
Hiç ender hiçim fakat bu mevcudatı birden isterim.
Madem mazlum, zalim ile beraber musibete düşmek, hikmet-i İlahîce lâzım geliyor. Acaba o bîçare mazlumların rahmet ve adaletten hisseleri nedir?
Bu suale karşı cevaben denildi ki: O musibetteki gazap ve hiddet içinde onlara bir rahmet cilvesi var. Çünkü o masumların fâni malları, onların hakkında sadaka olup bâki bir mal hükmüne geçtiği gibi fâni hayatları dahi bir bâki hayatı kazandıracak derecede bir nevi şehadet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azaptan büyük ve daimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında ayn-ı gazap içinde bir rahmettir.