Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hasan, "lşte bir ülkede yaşayanlar," dedi sardığı sigarayı Alper'e ikram ederken. Alper başıyla tanımı da sigarayı da reddetti. "Vatandaş kim o zaman?" "Yurttaşlık resmî bir hal," dedi Hasan ve ekledi: "Abi mesela Arap halkı, Türk halkı, Kürt halkı... Böyle..." Alper derste hocanın da sorduğu soruyu
Sayfa 16 - Giriş, Hayalin turkuaz denizlerindeKitabı okudu
Ne varsa akla gelen gökteki Güneş, gezegenler, yeryüzünde hareket eden bir karınca, taş, toprak... Ne geliyorsa aklına, her şeyin yönetimi, mülkü, gücü, kudreti Allah'ın elindedir ve Ey insanlar, siz O'na döndürüleceksiniz. "Böyle diyor son ayet. Bu öyle bir mefkûredir ki, her ân Allah'a dönmekte isek o zaman bütün nimetler geçici... Biz Allah'a dönüyoruz. Bütün acılar da geçecek, bütün sıkıntılar bitecek, Allah'a dönüyoruz. Asıl hedef, asıl gündem, asıl maksat Allah: biz dembedem O'na dönüyoruz. Bu şu demektir; biz baki değiliz. Bu şu demektir; bu dünya da baki değil.
Reklam
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Peygamber Efendimiz vefat ettiği sırada..
~•~ Hz. Ömer, kılıcını havaya kaldıracak: “Her kim Resûlullah’ın öldüğü­nü söylerse bu kılıçla başını koparırım. Hayır o ölmedi, Musa gibi Rabbi ile buluşmaya gitti. Bir daha gelecek ve tüm münafıkların başını koparacak” diyordu. Hz. Osman bir yere yığılıp kalmıştı. Üzüntüsünden onu bir tit­reme almış, iki üç kişi ancak teskin edebilmişti.
Sayfa 48
Miyah-ı râkide-i samt ü hâb içinde akar, Biri bir erganun-i eb'adı Dinliyor, gölgelerde ser-be-zemin. Biri altın gözüyle, gûyâ ki Sana ey kalb-i mübhem ü baki "Gel"diyor. Lâkin İniyor İşte leylin zalâm-ı bidâdı....
Sayfa 145Kitabı okudu
Gerçi, ( ben tedbir adına ne söylersem söyleyeyim) Allah’ın sizinle ilgili takdirine engel olamam.(Bilin ki,) Hüküm (ve takdir) yalnız Allah’ındır. (Onun içindir ki,) Ben (elimden geleni yaparak) yalnızca O’na (güvenip) tevekkül ettim.Tevekkük edenler de (fanilere değil, tek Baki olan) O’na tevekkül etsinler.
Reklam
“Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bir de bir hikaye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bir kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar bir
KUR’AN’DAN BAŞKA BİR KELAM KONUŞMAYAN KADIN
Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri anlatıyor: Hacca gidiyordum. Irak-Suriye topraklarından geçerken yaşlı bir kadına rastladım. Selâm verdim. -“Selâmün gavlen min Rabbi’r-Rahîm : Rahîm olan Rab’den bir de sözlü “selâm” vardır.” (Yâsîn 36/58) âyetiyle selâmımı aldı. -“Buralarda ne yapıyorsun?” diye sordum. -“Men yudli
Hz.Ebubekir diyor ki “Ya Rab!Vücudumu öyle büyüt ki cehennem de ehli imana yer kalmasın.” İman kurtarmanın içinde öyle bir lezzet var ki o lezzeti cehennem bile bastıramıyor.
Baba Yahya Hikmet Bey-ki Sezai Karakoç'un babasının arkadaşıdır ve aynı tekkeye devam ederler- iki had arasında sıkışıp kalmıs Tanpınar tiplerine benzer, hem sıkı bir Atatürkçü, hem de hafız-ı Kur'an'dır. Birgün elinden tutup Kocamustafapaşa'ya götürdüğü küçük Hilmi'ye söylediği şu sözler, onun iç dünyasına dair önemli ipuçları taşımaktadır: "Sümbül Efendi Hazretleri'nin manevi huzurundayız, evlat. Allah muhabbetinin kokusunu duyuyor musun?" Hilmi Yavuz, "Birden çok tuhaf bir şey oldu" diyor, "birden her yeri yanık ve kesif bir sümbül kokusu kuşattı. Duyuyordum, işte avluyu Baki Efendi'nin deyişiyle gömgök tere batmış bir sümbül kokusu doldurmuştu".
Hilmi Yavuz
Reklam
•Beşinci kelime : (وَ لَهُ الْحَمْدُ )Hamd ve senâ, medih ve minnet Ona mahsustur. •Yani, hamd ve sena, medih ve minnet ona mahsustur, ona lâyıktır. Demek nimetler onundur ve onun hazinesinden çıkar. Hazine ise daimîdir. •İşte şu kelime, şöyle müjde verip diyor ki: Ey insan! Nimetin zevalinden elem çekme. Çünkü rahmet hazinesi tükenmez. Ve
Sayfa 228Kitabı okudu
_Gazeller_ _Keşke uyuyabilseydim de, rüyada yüzünü gösterseydin. _Ey bütün maddî varlığından kurtulup, sadece baştan ayağa nür olan azîz varlık, yıldızlar bile seni görüp kendilerinden utanıyorlar. Senin cevherin kuyumcuda müşterilerce pek beğenildi. Yani asaletine, rühî güzelliğine, Hakk aşıkları hayran oldular. _Avareliği, bir bir şerbet gibi
Çoğu kimsenin ilgisini çekmeyeceğini bile bile tarihin bu tozlu sayfalarını karıştırmamın nedeni, sözü Hasan Amca'ya getirmek. Hasan Amca ya da nâm-ı diğeri Çerkes Hasan. Kim bu zât? Prens Sabahattin ekibi içerisinde yer almış genç bir yurtsever, heyecanlı bir militan, heveskâr bir ihtilalci, yaşlı, bıkkın ve fakat her halukârda geçmişiyle
Sayfa 85 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / rol bâki, oyuncular fâni / * Alpay Kabacalı, Bir İhtilâlcinin Serüvenleri, s. 50, İstabul, tsz. (Hasan Amca destanına mütevazı bir katkı için ayrıca bkz. Müfid Ekdal, Eski Bir İhtilalciden Dinlediklerim, İstanbul, Kitabı okudu
Dini/Öz’ü, Şekle Yenik Düşürmemek
Şekle takılıp özün yolunu dikenlemenin en kemirici zararı, yakamıza, din bahsinde yapışmaktadır. Öze yol bulmanın, şişeleri kırıp suya ulaşmanın disiplini olan dini, şekle yenik düşürünce, hangi ümidin soluyuşuyla sonsuza kanatlanacaksınız? Bu olamayacağındadır ki, din gerçeğinin sultan kurumu olan İslam şekle ilahlık payesi verdirmemek için didinir. Sultan kurumun eşsiz Peygamberi diyor ki: “Allah sizin ne kalıplarınıza, ne de mallarınıza bakar; O sizin kalplerinize ve davranışlarınıza değer verir.” (Sf.32, 33) İslam düşüncesinin burçlarından biri olan İbn Arabî (ölm. 1240) şekil-ruh sırrını evrene uygularken şöyle düşünüyor: “Esas olan, vechullah yani, Allah’ın yüzüdür. Öz odur. Görünen varlık, o özün büründüğü kalıptır. Özün, yarın bir başka şekle bürünmesi ne gariptir, ne de zor: “Her şey yok olur da, Allah’ın yüzü sürekli bâki kalır.” (Kur’an, Kasas, 88) (Sf.32)
Sayfa 32 - Yeni Boyut, 10.Baskı, 1999Kitabı okuyor
144 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.