Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Baki Coşkun

Tasavvufun İmkanları
Unutmayın son iki yüz yıl içerisinde Batıya karşı en başarılı mücadeleyi verenlerin hemen hemen hepsi tasavvuf kaynaklıdır. Said-i Nursi'den, Şeyh Şamil'e, Ahmet Es-Senusi'den, Hasan El-Benna'ya kadar hepsi şu veya bu şekilde tasavvufun tezgahından geçmiştir. Onların haricinde, bunların kalibresinde alim yetişmiş değil. Tasavvuf elbet ıslah edilmelidir, bir takım aksaklıkları vardır, özellikle tarikat tecrübesi. Ben, özellikle tarikatla tasavvufu biraz ayırıyorum. Çünkü tarikatlar son iki üç yüz yıl içinde içinde baya deforme olmuşlardır. Onun için tasavvuf bana göre Müslümanların entelektüel dünyalarının bir mahsulüdür. Yani akıl üzerinden, insan üzerinden Batı felsefesinin çok ötesinde söz söylemiştir tasavvuf.
Sayfa 136 - BeyanKitabı okudu
Reklam
Dindarlar iktidar gelmeselerdi ne olurdu?
Dindarlar iktidara gelmeseydi mevcut iktidar kendini değiştirmek zorunda kalacaktı. 1994'te dindarlar İstanbul başta olmak üzere belediyelere geldiklerinde sistem tıkanmıştı zaten. Kemalistler iktidarı elden çıkarmak tehlikesiyle karşı karşıya kaldıkları için görmek istemiyorlar. Eğer dindarlar gelmeseydi sistem tıkanmıştı. Bu sistem yürütülemezdi. Şu anda da dindarların bu sisteme en büyük faydaları kilitlenmiş bir sisteme açılım getirmeleridir.
Sayfa 58 - BeyanKitabı okudu
Bunun yanında modern uygarlık kavramsallaştırması kentsel temele işaret eder ve seküler bir süreç içinde doğup geliştiğini öne sürer. "Medeni" olma süreci bu bağlamda dindarlaşmaya değil, sekülerleşmeye işaret etmektedir.
Sayfa 44 - BeyanKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Unutmamak lazım ki bu gün postmodern kültür insanlara karamsarlık aşılamakta; bundan kurtuluşun ise tüketimle aşılacağını söylemektedir. Bunu farkında olmak bile Müslüman için büyük bir imkandır.
Sayfa 43 - BeyanKitabı okudu
Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur.
Sayfa 236 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Asr-ı Saadette kötü bir dünyada yaşayan Müslümanlar, kendilerini o dünyanın kötülüklerini sineye çekmek zorunda hissetmemişlerdi. Tersine, kötü bir dünyada yaşadıklarının bilincinde olarak o kötülüklere müdahale etmişler, bu yüzden kötü bir dünyada yaşamış olmalarına rağmen iyi birer Müslüman olarak kalabilmişlerdir.
İslam'ı kavramak derken, belki her şeyden önce onun yaşanabilir bir olay olduğunu, İslam'ın bir zihin fantezisi değil, hayat tarzı olduğunu anlamak gerekiyor. İslam'ı yaşama çabasının bulunmadığı bir yerde ona gerçekten layık olunamayacağı ve İslam'ın hep ütopya gibi görüneceği, söylenmeden de bilinebilecek bir gerçek olmalıdır.
Batı kafa yapısı, dini felsefe haline getirmiştir. Dinin hayata müdahale edecek, hayatı sevk ve idare edecek özünü iptal etmiştir. Marx, din afyondur, derken asıl bunu anlatmak istiyordu.
Sayfa 147Kitabı okudu
Ancak halen Müslümanların önünde duran handikaplardan biri, onların İslam'ı anlamak hususunda karşı karşıya bulundukları güçlüktür. Özellikle geçmişinde İslam'ı yaşamış olan ülkelerin insanları için durum böyledir. Çünkü bu ülkelerde herkes İslam'ı bildiği vehmindedir, fakat herkesin en az bildiği şeyde odur.
“Put diken, puta tapmayı hortlatan, puta tapan asırdır bu asır. İnsanlığın en büyük yanılgısı, ortak sevgi ve saygı alanında oldu çağımızda.İnsan, kalbinin bağını Tanrıdan kopararak eşyaya, güçlü görünen insanlara, düşüncelere ve sistemlere bağlıyor. Bu bağlanışı şöyle veya böyle ölçülü bir bağlanış sanmayın. Bu, aklın veya sağduyunun kabul edeceği veya mazur göreceği bir ilgi değil, irrasyonel bir bağlanış, âdeta bir tapıştır. İnsan çağımızda gönül tarlasına durmadan put dikiyor. Kendi türettiği eşyaya, kendi kurduğu sisteme veya kendinin yücelttiği insana tapmak yoluyla kendine tapmaya çalışmakta belki de. Kendini dolaylı yoldan putlaştırmanın boş deneyinde.”
Reklam
Burası Dünya… Ne çok kıymetlendirdik! Oysa, sadece tarla idi.. Ekip, biçip, gidecektik…!
Hak bir gönül verdi bana Ha demeden hayrân olur Bir dem gelir şâdân olur Bir dem gelir giryân olur Bir dem sanasın kış gibi Şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşâretden doğar Hoş bağ ile bostân olur...
﴾77﴿ İnsan, bizim kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.ᅠ ﴾78﴿ Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: "Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?" ﴾79﴿ De ki: "Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir." ﴾80) O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz. ﴾81﴿ Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir. ﴾82﴿ Bir şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir. ﴾83﴿ ᅠHer şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şanı yücedir! Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz. Yasin 77-80
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.