D. H. Lawrence en az 25 yıl önce tanıştığım bir yazar. Aşık Kadınlar adlı romanını okuduğumda sevmiştim aslında yazarı ama sonra hiçbir kitabını almadım, okumadım. Döneminde cinsellik tabu sayıldığı için aşırı pornografik sayılan bir yazar olmuş. Bu kitabında pornografik hiçbir şey yok, adını böyle koymasını da eserdeki genç kızın aşkı ve cinseliği hissetmeye başlamasına bağladım.
Geleneksellige karşı çıkış sayılabilecek romanda Yvette adlı genç kızın evlilik, aşk, cinsel arzu kavramlarını kefedişi, baskıcı ortamdan kurtulup özgürlük arayışı ele alınmış.
Aşk peşinden koşana değil peşinden koşturana duyulan bir duygu mu sadece, peki herkes benim peşimden o koşsun derse nasıl aşk yaşanacak, herkes beklemede olursa ilk fişek nasıl patlayacak? Ywette peşinden koşanlara sırt çeviriyor, evli ve çocuklu bir çingeneye arzu duyuyor, ulaşılmaz olan aşk oluyor, gerçi kitapta evli diye kendini geri çekme diye bir şey de yok. Aşkın ve arzunun peşinden giden bir anne, bir sosyete güzeli bir de genç kız var. Yazar da arzuyu takip et diyor kendince. Kurallara , cinselligi yasaklayan, bekaret zincirini pranga gibi taşıtan tüm geleneksellige karşı koyverin gitsin diyen bir yazar Lawrance.
İki kız kardeşin aşk ve şehvetten bahsettiği bölümlerde, evliliğin toplum baskısı ile yapılması, cinsellikten yoksun olmak ama aynı zamanda seksi bir baş belası olarak görmekten bahsediliyor.
Kısacası baskıcı bir ortamda boğulan iki genç kızın özgürlük arayışı, kendilerini, aşkı, cinselliği keşfedişlerinin çevresinde dönen kısa ve kolay okunan bir kitap bu. Sonu ise tamamen olaydan bağımsız bitirilmiş. Keyifle okunabilir.
