Olay çıkarmaktan çok korkuyorum.
Gider karakola bildirirler yahut Bakırköy'e yatırırlar falan... kayıtlara geçerim de kocam beni bulur. Ah ah! Şöyle ferah feza delirebilmek için bile can güvenliği lazım.
İşçilerin büyük bölümü kadın, kız ve çocuk idi. Örneğin, 1897 de İstanbul kibrit fabrikasındaki 201 işçiden 121 i kadın idi ; Bakırköy'deki bez fabrikasında 1000 işçinin yarısı kadarı çocuktu
Bugün saat 15.00 sularında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi’nden taburcu edilmiş ve Metris Tutukevi’ne konulmuştur. Muhtemelen hakkındaki tetkikleri sonuçlandı, bir rapor hazırlanacak veya hazırlandı.
Bu sürecin ne kadar süreceği ve nasıl sonuçlanacağı bilinmiyor. Bu süre zarfında Metris’te mi kalacak, yoksa tekrar Bolu F Tipi Cezaevi’ne mi konulacak, meçhul...
Ben taburcu olacağını bilmeksizin o tarafta işim olduğu için, günlerdir hastanenin avlusunda bekleyen aradaşlara selâm vermek amacıyla hastaneye uğramıştım. Taburcu olacağını öğrenince bekledim. Askerler arasında hastaneden çıkarılıp ring aracına konulurken, bir 10 metrelik mesafeden kendisini görme imkânım oldu. Oldukça bitkin görünüyordu.
Bildiğim ve şu an için söyleyebileceğim başka hiçbir şey yok.
" Ve bizler umutla doluyduk. Sıkıntılardan, acılardan sonra gelecek güzel günlerin, daha güzel olacağına inanıyorduk. " Yaşar Kemal (Yatak adlı öyküden)