1960'larda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yatan akıl hastalarının yazdığı şiirlerin derlemesini içeriyor kitap.
Kitabı bulmak biraz zor o yüzden. İsteyenlere pdf olarak atabilirim.
1992 Mayıs'ında Türk medyası, bir grup lise öğrencisinin, Simav'daki
(Kütahya) lise müdürünün emriyle, izin alınmadan
bekaret testine tabi tutulmaları ve maalesef kızlardan birinin bu
nedenle intiharı olayını incelemiştir. Bekaret testleri ve intihar
üzerine tartışıldığı sıralarda, dönemin sağlık bakanı Doktor Yıldırım
Aktuna'nın, Bakırköy Akıl Hastalıkları Hastanesi'nde başhekim olduğu sırada, kendisinin kadın hastaların düzenli olarak
her ay bekaret testinden geçmesini emrettiği öğrenilmiştir.
Onun savunması, bu uygulamanın kadınları, erkeklerin (hem
hastaların hem de çalışanların) cinsel istismarından korumak
amacıyla yapıldığı şeklinde olmuştur. Bu paradoks vurgulanmaya
değer: Sosyal demokrat kökenli bir sağlık bakanı, kadınları
erkeklerin cinsel istismarından korumak için, kadınların bedenlerinin
tıp aracılığıyla kontrolünü ve gözetimini önermiştir.
Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 1961-64 yılları arasında personele okuma yazma eğitimi veren öğretmen Bedia Tuncer'in, akıl hastalarının yazdıkları şiirlerden derlediği "İnilti" ile merhaba.
Kitap ismindeki anlamdan ziyade hikayesi ile de dikkatimi cezbeden bir eser oldu. Yazar kendisine verilen bu
Merhabalardan bir demet. ≈)
Öncelikle şu fes konusunu bitirelim, şöyle ki:
Fes takmak, 2'nci Mahmut döneminde zorunlu hale getirilmişti. O tarihte, dinciler ayaklanmıştı, fes'in gavurun icadı olduğunu söylüyorlardı. Hatta bu yüzden, 2. Mahmut'a gavur padişah diyorlardı. Oysa, fes'in kökeni Batı değildi, Kuzey Afrika'ydı,
70'li yılların ilk yarısı...
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde korkunç insanlık suçlarının işlendiği işlendiği iddialarının ardı arkası kesilmiyor.
Bunları içeriden bildirenlere göre hastane, sağlık kurumu olmaktan çıkmış ve adeta bir toplama kampına dönüşmüş durumda…
Orada neler yaşandığını kamuoyu bilmiyor.
'Sanığın akıl dengesinin yerinde olup olmadığının saptanması için İstanbul Bakırköy Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi'nde gözlem altına alınması için sevkine, bu amaçla Cim Savcılığına müzekkere yazılmasına...'
lan Parker, "eleştirel psikoloji" alanında kitaplar yazan bir akademisyen. Diyor ki:
- "Psikoloji kapitalizmin egemenliğinde toplumsal kontrol aracına dönüşmüştür.
Ahmet Hamdi Tanpınar modernleşmenin eleştirisini yaptığı Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanında şöyle dedi:
-"Psikanaliz çıktığından beri hemen herkes az çok hastadır.”
Bölümü, yıllarca Bakırköy Akıl Hastanesi'nde görev yapan psikiyatr Dr. Cemal Dindar'ın sözüyle noktalayayım:
"Hayat, psikiyatriyi döver.".
Psikiyatri bilimine ışık tutacak anti-psikiyatrik bir anti-roman
Gerçek ve roman olarak iki bölümün kurgusuyla ilerliyor.
Başlarda Kürk Mantolu Madonna'yı anımsattı bana.Yabancı bir kadın ve aynı dönem içerisinde babasının vasiyeti üzerine şirketin başına geçen acemi bir genç...
Fakat sonrasında daha soyut ilerleyerek ayrılıyor iki kitabın içeriği.
Yahudi Yasef Abravanel ve Filistinli bir kadın, Nur.İkisi de birbirlerine karşı çocukluktan beri süregelen bir ikilemin içindedir.Yasef,Nur'a tarifi olmayan hisler beslerken Nur'un kalbinde ise sadece Filistin vardır ve ne yazık ki platonik olan bu aşkın sonu Nur için mezarda,Yasef için ise Bakırköy Akıl Hastanesi'nde bitecektir.
"Ömrümde becerebildiğim tek şey bir kadını sevmekti,"
diyor Yasef Abravanel.Öyle ki Nur'un ölümünden sonra deli olmadığı halde delirmek için deli olmuştur adeta.Buğu, görmek istemediğimiz her şeyin sonunun hüsran olduğunu gösteren yazarının da kendi alanından esinlenerek psikanalitik yaklaşımlarla ifade ettiği orijinal bir eser,derin bir kitap.Ayrıca yazarın bizzat şahsi kimliğiyle kendi ismini psikoloji tezini hazırlamak isteyen bir anlatıcı olarak kullanması da Kitabın kısmi kurgu olduğu kadar gerçekleri olduğunu da açıkça gözler önüne sermektedir.
BuğuNihan Kaya · İthaki Yayınları · 2017689 okunma
NECİP FAZIL'IN DAVALARI
• 1. 21.12.1943 - 22.12.1943
1 gün
Bir Günlük Hapis: Askerken (16.1.1943 - 16.4.1943 / Erzurum) siyasî bir yazı kaleme aldığı için disiplin cezası mahiyetinde verilen 1 günlük hafif hapsin infazı...
II. 9.6.1947 - 5.8.1947
1 ay, 27 gün
"Türklüğe Hakaret Davası"nın Tutukluluk Devri: (Şimdiki 301. madde)
"Yıkılan dünyalara kalpten destek Bakırköy..."
Bedia Tuncer, 1961- 1964 yılları arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde personele okuma yazma eğitimi vermek amacıyla orada çalışmış ve bir yandan da orada bulunan hastalarla yakından ilgilenmiş. Gün geçtikçe onları daha iyi tanımış ve şiir yazabilme yeteneklerini