"Mevlânâ'nın yıllar önce söylediği gibi: 'Siz kapıyı çalmaya devam edin, sonunda içerdeki sevinç, pencereyi açacak, dışarıda kim var diye bakmak isteyecektir.'"
Bir kere gördüm Tanilli’yi. 1976’da. İki saat. Darphane’ye gelmişti. İstanbul Hukuk Fakültesi’nde öğretim görevlisiydi o sıra. Henüz teksir halindeki Uygarlık Tarihi adlı ders notlarını bana armağan etmişti. O gün, aynı yıllarda aynı lisede, aynı sınıflarda okuduğumuz, aynı yıl mezun olduğumuz ortaya çıktı. Ama ayrı şubelerde olduğumuz için birbirimizi anımsayamadık. Server’in o gün, daha doğrusu kitabına baktığım zaman bende uyandırdığı izlenimi düşünüyorum şimdi. Bir coşku, bir duvar yıkma, bir yaşama sevinci, bir de biraz fazlaca görünme duygusu içindeydi sanki. Server Tanilli’nin daha sonra başka yapıtları yayımlandı. Bazı konularda öncü, bazı konularda derinleştirici oldu. Ama bende, o, Uygarlık Tarihi’yle birleşir, bütünleşir. Tarih, hukuk, politika, felsefe, edebiyat, sanat; kısaca söylersek, toplum ve insan bilimlerinin, insanlık serüveninin bütününe bakmak isteyen bir adam.
Sayfa 341 - Yapı Kredi Yayınları (7. baskı)·Kitabı okudu
Bazen en büyük mesajlar heybetli kitaplarda değil, sade ama derin hikayelerde saklıdır .Görünüşte klasik bir çocuk masalı gibi sunulan fakat verdiği mesajlarla manevi sırları barındıran bir kitaptır