Hakikatle giydirdiğim cümlelerim var benim, bakmasını bilene öğüt, keşfetmesini bilene nice sırlar taşır.
ömer başkal
Her Mevsim Güzel Kadın Bakmasını bilene, Görmesini bilene, Her mevsim güzel kadın. Konuşmasını bilen dile, Tutmasını bilen ele,
Reklam
Neydi o Gece yüzüne vuran ay ışığının parlaklığımı? Hani şu gözlerinin ışıltısının yanında sönük kalmıştıda umursamamıştım bile. Dudaklarında gölge yapmıştı;kuytu köşelerine saklanmam için Loştu, sokak lambalarının kesişmeyen ışıkları gibi Saklanacak yeteri kadar yer varken Öylesine ortadaydı savunmasiz bir bebek misali tertemiz. Bazen tamamen anlamsızdi aşık olmuş saçmalarcasına bazen sessizdi büyüsü kaçmasın diye Evet büyülüydü ellerinin sıcaklığı hani bir kor parçası için için yanar ya içten içe alevlendiriyordu ateşlendiriyordu Mum ışığının değişen renkleri gibiydi hallerin ya da şarabın katmanlarındaki farklı tonlar gibi Her birinde ayrı bir tat İçmesini bilene bakmasını bilene Kavga etmek güzeldi mesela Sevmek ve sevişmek de. Her defasında bedeninden çıkan bir halat sıkıca düğümlüyordu beni Çekiyordu karşı konulamaz bir kuvvetle Benzin dökülmüş gibi alev almış tenine Kuş tüyü bir yatakta uzanmak gibiydi Huzurdu bunun adı cesaret ve tehlikeydi aynı zamanda Güzeldi deliceydi kalbinin derinlikleri Öylesine çoşkulu Rüzgarda kendisini akışa kaptıran bir martı gibi Sonsuzdu sonsuzluktu yapabildikleri ruhunun Tutkuluydu Tutkuydu
Necati Bey
Eşcār egerçi her varaḳı bir kitābdur İdrāki olmayana cihān bir varaḳ degül (Bakmasını bilene-her ağaç yaprağı bir kitaptır.Ama anlayışı olmayan kişi bütün cihana baksa bir yaprak etmez.)
Yusuf 'un gözleri kuyu kadar karanlıktır kimine. Ve güneş gibi aydınlıktır bakmasını bilene. Bu ahir zamanda ne Yusuf gibi bakan göz bulunur, ne de o gözlere bakıp anlayacak Züleyha.
359 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.