Okuyun...
Takip edilen ve takipçilerime baktım. Nasıl bir ego, nasıl bir sayı popüleritesi anlam veremedim. Takip ettiğim çoğu kişi, bana takip istediği yolladı. Kabul ettim, verimli bir şekilde uygulama amacına uygun şekilde fikir sahibi, bilgi ediniyorum. Sonrasında bugün bir bakayım dedim ben onları ediyorum onlar etmiyor. Yaw kardeşim sayı fazla olunca birşey olmuyor ama benim takipçi sayım fazla olunca saçma sapan ileti, alıntı görüyorum. Senin umrunda değilse benim umrumda... Etmeyi bırakır iken beni engelle lütfen....
Yenil(en)me
Öylece ortaya çıkmadım; Oluştum. Acılarımdan oluştum. Kalp ağrılarımdan oluştum. Uykuda titremelerimden oluştum. Müphem rüyalarımdan oluştum. Özledim.. Fazlasıyla özledim..
Reklam
Devamı gelecek ama şimdilik bu kadar.
Çok anlattım önceleri; ağladım, bağırdım. Baktım olmuyor, sustum defalarca sustum. Öyle sustum ki kendi sesimi unuttum. Benim cümlelerim mi eksikti yoksa dinleyenlerin kalplerimi soğuktu bilemedim. Ama anlaşılamadım... €@
Tamirci Çırağı
On yedi yaşında hayalleri ve umutları elinden alınan bir çocuktum. Mutsuzdum. "Mutsuzluğumun sebebi ne olabilir?" diye sürekli düşünüyordum. Liseye başladığım yıl, birçok Türk babasının oğullarını okula motive etme amaçlı söylediği, "Okumazsan seni sanayiye veririm" sözünü babam da beni motive etmek amacıyla söylemişti. Genelde
Lise Yılları, Yarım Simit, Yarım Kalan Namaz...
Sabah ofise gelince çalışan arkadaşlarımızın birisinin masasındaki yarım simidi görünce aklıma geldi lise anıları. Yarım simitle lise anısı mı olurmuş demeyin ha, nele neler. Anlatayım efendim. 1990’lı yılların ilk yarısına denk gelir benim lisede okuduğum yıllar. ( O zaman doğan çocuklar şimdi otuzuna gidiyor ya, amanın! ) Ordu’da Teknik
Gençlik, Anılar, Dayak...
Biraz kafamızı dağıtalım mi? Gündem karışık, insanlar stresli, ekonomi.... seçimler...vatan haini!... “şu”cu-“bu”cu... ohooo say say bitmez! İşte bunlardan sebep, nasılsa iş olacağına varır deyip olacağına varmışlardan söz edelim biraz. Son zamanlarda çok güzel öykü denemeleri okuduk sitede ya hep hüzünlendik, bakalım gülümseyebilecek miyiz? Siz
Reklam
Tanıdığım en ilginç insan ''ARDAŞ'' 2010 yılının son günleriydi. Ankara’da, bir parkta arkadaşımı beklerken kitap okuyordum. Yanıma orta yaşlarda, saçı sakalı birbirine girmiş, kirli, kâğıt toplayıcısı bir adam geldi. Kâğıt topladığı el arabasını biraz ileriye bırakıp selam verdi. Elimdeki kitaba bakarak ‘’Psikanalitik kuramın babası’’ dedi.
İnsanın başına ne gelirse, meraktan gelir demiş eskiler; Baktım olmuyor, ben seni merak edeyim. Sen de geliver..
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Bıraktım...
Baktım olmuyor, bıraktım. Düşünmedim diyemem ama bıraktım kendi haline. Özlemedim diyemem ama bıraktım işte. Sigarayı bırakmak gibi. Saatleri saydım, günleri de. Bıraktım akışına nasıl olacaksa. Ben nasıl olacaksam. Bana manası pek kalmayan bu dünya ne olacaksa. O beni bıraktı diyemem ya, ben onu bıraktım, kötü alışkanlıklar gibi... B. Hacıramazanoğlu
Kardeşim ve ben
Kardeşim dedi abla gel oyun oynayalım, canım sıkılıyor. dedim; tamam. sözde oyun oynicam bir baktım dövüşüyoruz. dedim bu böyle olmaz! gel karın kası çalışalım. tamam dedik. sözde mekik çekiyoruz, o beni engelliyor ben onu engelliyorum. baktım bu da olmuyor. dedim gel başka bişey oynayalım. dedi ablam bişey yapıcam tamam? dedim yok. ısrar etti e hadi yap bakaim dedim, bi baktım ben yerlerdeyim kardeşim kafami tutmus üstümde diyor; pes de seni yenicem. erkek çocuğu bu... yok pes değil! dedim. başladık boğuşmaya, en son yastık savaşıyla bitti oyun. annem geldi odaya baktı bir bana baktı bir de kardeşime baktı, baktı gitti. bizi bir gülme tuttu yok çocukla çocuk olucaksin bunun ayıbı yok odayı topluyorum 😆
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.