Alıntı
Sokrates, 51 tane jüri önünde yargılanıyor ve idam kararı veriliyor, baldıran zehri ile öldürülüyor. Ondan önce sevenleri, "seni hapishaneden kaçıralım" diyorlar. "Bu ahlâksızlıktır" diyor ve kabul etmiyor. Uydur kaydır sözlere başvur, jüri seni affedebilir deselerde ahlak filozofu bunu da kabul etmiyor. Tarihe geçen savunmasında idam kararı veren jüriye şunları diyor. Ölümden korkulmaz, çünkü ölümün çaresi var. Ölürsün kurtulursun. Ama yanlış yapmanın çaresi yoktur. Yaptığınız yanlış kıyamete kadar sizinle birlikte gelecektir. Sokrates ölüme götürülmektedir. Karısı ağlamaktadır. Sokrates sorar "niye ağlıyorsun? -"haksız yere öldürüleceksin." Sokrates cevaplar: "Haklı yere mi öldürülseydim? Bugün 2500 yıl geçmesine rağmen, Sokrates'in ismini bilmiyen yok. Peki onu mahkum eden jüri heyetinin isimlerini bilen varmı? Yok. "Şu hayatı öyle bir yaşa ki kapanışta kendini alkışlayabilesin.”
Sokrates idamına saatler kala ruh üzerine tartışmaya başlamıştı arkadaşları ve öğrencileriyle, tartışma bitince de baldıran zehri içenlere tanınan geç içme hakkını kullanmayıp felsefesini sonlandırmıştı. Deleuze de tekillik ve fark merkezli felsefesine hastahanede bakıma muhtaç olarak yaşamak asla uymadığı için hastahane odasından atlayarak intihar etmişti. Bu intihar onun felsefesinin zirvesiydi belki de. Bizlerse ne olursa olsun bir dakika bile daha yaşamak için tüm ilkelerimizden vazgeçiyoruz. Peki böyle bir durumda ilkeli yaşamış bir kişi aslında sadece öyle görünmüş bir kişi değil midir? Sinthome diye dilimizden düşürmediğimiz diyalektik durum da budur aslında. Özgürlük abartılmıştır, bireysellik abartılmıştır, ilkesizlik, karaktersizlik ve çıkara ulaşmada her yol mübah kılınmıştır. İnsanın kötü olan özüne tekrar dönülmüştür.
Reklam
Yetmez mi bize yüreğimiz..
Bütün umutların bittiği yerde, Hayret, ölüler de volta atarmış.. İnanmazsan cıvanım bak yarıver, Gönül mezarımda kimler yatarmış.. Gül mezarı içim bulunmaz dibi.. Belki bir su yürür, içim çöl gibi.. Yetmez mi ki, bana da kalsın bir parça yüreğim.. Hep can da, canan da mı kalsın Paramparça cam gibi.. Kadehler dolusu baldıran zehri, Gördün, tek yudumda nasıl içilir.. Bilirsin haldaşım bu zalim şehri Burada dirilere kefen biçilir..
Aforoz
Uyluklarımda bir baldıran zehri -kınında öfke, Çarşaflarda kokun, Toprağın bir kavanozda, İstavroz çıkarıyor -yaşlı bir kadın, Sensiz... Aforoz etsinler beni -her şeyden... ~ Ezine, 2002
Bir 25 asır daha bekleseydiniz bari. Acele etmişsiniz...
Antik Yunan devrinde yaşayan filozof Sokrates, M.Ö. 399’da şehrin tanrılarına inanmamak, onların yerine başka tanrılar koymak ve böylece gençliği zehirlemek suçuyla yargılanıp idam cezasına çarptırılmış , bunun üzerine de baldıran zehri içerek intihar etmişti. Atina’da kurulan temsili bir mahkeme, Sokrates’i tekrar yargıladı ve ‘düşünceleri ifade etmenin suç sayılmadığı’ gerekçesi ile beraat etti. *Haberden alıntı
Her bir Yıldız kaydığında Yıldırımlar kurşuni gök kubbeyi binlerce kez sarsar Çifte su verilmiş Ve tavında dövülmüş halep işi bir hançer inceliğiyle Her Yıldız kaydığında gökyüzünde
Reklam
53 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.