gömüldükçe gömülüyor kazık. kanıyor kalp. o, artık yok. ölse de yok. yaşasa da yok. Aşkım, bir atasözü olsun gelecekteki arkadaşlara. Çünkü gözyaşı akıyor damarlarımdan.
Yeşil sarmaşıkların tutunduğu, ulu ağaçların arasında kıvrılan, çürümeye yüz tutmuş, cansız yaprakların kapladığı ince patikada yürüyorum.
Orman ellerini açmış yağmur bekler gibi.
Devrilmiş kalınca bir ağacın üzerine oturuyor, gözlerimi kapatıyor, bilmediğim bir dilde fısıldayan rüzgârın söylediklerine anlam vermeye çalışıyorum.
Ağaçkakanı,
Okuyan arkadaşlara soruyorum sizce ,çocuğun adı mı yoksa acıların adı mı konulmamış?
Yüreğimi parçaladın be çocuk. Kitabın sonu tarif edilmez.
Kitabın adı "Beyaz Gemi" ama ben sandım ki, "Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek " benzeri bir kitap , hikaye bir gemide geçiyor sandım. Beyaz gemiden çok az bahsedilmiş.
Çocuk: 8
Çuvala koymadan önce ıslatmışlar meşe odunlarını, tutuşturana kadar akla karayı seçtim. Öncesinde Tekin ağabeyin bahçe duvarının kenarına istiflediği odunları yakmıştım, haberi de yoktu.
“Ağabey bahçe duvarının kenarına dizdiğin odunları yaktım haberin olsun.”
“Olsun be kardeşim, sahilden topladım zaten.”
Tekin ağabey denize neredeyse sıfır iki
M.Ö. II. yüzyılda Esani'ler diye adlandırılan bir Yahudi komünist mezhebi kuruldu. M.S. I. yüzyılın iki Yahudi yazarı olan Josephusla Philo bu mezhepten hayranlıkla söz etmektedirler.
Josephus ilk toplumun kuruluşunu ve toprağın özel mülkiyetinin ortaya çıkışını, büyük bir katile maletmektedir ki bu, kardeşini öldüren Kabil'dir. Onun için bu yazar, tüm mal mülkün ortaklaşa olmasını er- demin yüksek bir göstergesi saymaktadır.
Esani'ler Yehova'nın belirli niteliklerinden olan mutlak adalet dü- şüncesini en son haddine vardırıyorlardı.
Bunlar her türlü kişisel mülkiyetten vazgeçmişlerdi. Altın ve gümü- şün kullanımını kendilerine yasak etmişlerdi. Yabancı ülkelerden gelen arkadaşlara her zaman açık olan evlerde hep birlikte oturuyorlardı. Ortak ambarlarda saklanan giyecekler, yiyecekler, öbür mallar herkese aitti. Esani'ler ancak yaşayışları için gerekli olan asgariyi tedarik etmek için çalışıyorlardı. Tarım ve balık avı ile uğraşıyorlar, fakat ticaret yapmıyor- lardı: Çünkü ticaret kazanç tutkusunun ve soydaşına zarar verme arzu- sunun gelişmesine yol açmaktaydı. Esaniler arasında savaşa yarayabilecek silah ya da başka eşya yapan zanaatçılar yoktu. Bunlarda kölelik de yoktu. Hepsi özgür, hepsi eşittiler.
-öğrenci yurtlarında, vakıflarda, derneklerde insan yetiştiren (!) arkadaşlara
müthiş bir yüzücüydüm ben/ denizler ve balıklar konusunda bilmediğim yoktu / birçok ödül almıştım hayatım boyunca / gazeteler dergiler başarılarımı yazmıştı / televizyona bile çıkmıştım / ama şimdi utanç içerisindeyim hayatını kararttığım tüm balıklardan hepinizin