Martılar... Denizle karanın buluştuğu yerlerde yaşarlar. Denizde bir martı gördün mü bil ki kara yakındır. Kara da martı denizin olduğuna işaret. Ama gel gör ki Ankara da deniz yok ama martı var. Neden? Bir balıkçı kamyonunun peşine takılmıştır da ondan. Balığın tadını almıştır bir kere, kanat çırpmıştır boyuna. Sonra da dönmeyi unutmuştur. Dizi repliği alıntısı
İnsanların sustuğu yerde şehir konuşur seninle. Bir vapur sesiyle, bir martı ötüşüyle, suyun rıhtımı dövüşüyle ya da sitemkâr bir balıkçı teknesiyle. Fakat mutlaka konuşur şehir seninle.
Reklam
Topal martı ile balıkçı, Önce martının laf attığına kalıbımı basarım.
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
‘Yine de... bu dünyada sadece kış kesindir. Bunu babama Ned Stark söylemişti, tam olarak bu salonda.” “Ned Stark buraya mı geldi?” “Robert’ın Ayaklanması’nın şafağında. Deli Kral, Stark’ın kafası için Kartal Yuvası’na adamlar gönderdi ama Jon Arryn adamlara karşı koydu ve onları geri yolladı. Fakat Martı Kasabası tahta sadık kaldı. Stark, eve
Defalarca okuyabilirim seni...
"Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz." +Martı Jonahtan Liginston -Richard Bach
Aşk Olsun Sana Aşk -6
Bir gırgır bir şamata bir kahkaha Baktım çene çalıyorlar Balıkçı teknesi… Dalgalar… Kumlar ve Rüzgâr Ve yanlarına konan bir sürü bir sürü martı kuşları… Gözleri üzerimde birbirlerine kaş göz edip fısıldaşıp duruyorlar Sahilde dolaşıyormuşum gün boyu -Bir başıma bir boşlukta yürür gibi- Yüzümde kırış kırış bir karamsarlık Yüzümde çizgi çizgi bir
Reklam
İstanbul deyince aklıma martı gelir Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık yarısı kuş İstanbul deyince aklıma bir masal gelir Bir varmış, bir yokmuş İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu'da toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller tomurcuklanır Anadolu'da toprak
youtu.be/GXkIiZXi17g 🎶 Tarihi Asansör'de boş bir köşe bulamadığım bilmem kaçıncı vakitte fotoğraf çekmekten manzarayı kaçıranları es geçip Dario Moreno sokağına kaçmak gibi .Sokağın turuncu ışıkları, tütsülenmiş kahve kokusu ve doğal taşları arasında uzanan bir köpeği sevmek gibi .Onu da peşine takıp herhangi bir aracın altında kalmadan sahile geçmek gibi. İskeleyi, aşıklar tepesini, dolup boşalan vapurları, tuz kokusuyla karışık sigara dumanını , rengi kaçmış iskemleleri, çiğdem çöplerini, balıkçı oltalarını, gevrek tezgahlarını, ıslak kayalıkları, martı seslerini ,kumru kokularını ardında bırakıp kordon boyundan Alsancak'a uzandığında bir yaz akşamı yüzünü okşayan imbat esintisiyle birlikte oturup denizi seyretmek gibi. İşte öyle bir şarkı ...
Saman Sarısı: Nazım Hikmet Ran
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım peronda benden başka da kimseler yoktu durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri perdesi aralıktı genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada saçları saman sarısı kirpikleri mavi kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı üst
Martı- Jonathan Livingston
'Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!'
Reklam
"Bir kaç balıkçı belirdi Başları kollarının üzerine eğilmiş Dinler gibi oltalarıyla balık dilini Martı kendiyle halkalanır: haydi ana sen karadan ben kumsaldan
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.