Kesinlikle bir aforizma tarzı kitap okuyacağıma....böylesi ders çıkartacak kitapları okurum bin kat daha iyi hissettirir....
"yaşamak için ne çok neden var! balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. en önemlisi, özgür olabiliriz, uçmayı öğrenebiliriz." Kendinizi bir anda özgürlük savaşçısı hissedebilirsiniz
Ne güzel bir martıydın sen Jon! Hikayen ile büyüledin desem abartmış olmam...
Bir kere ‘Farklı’ydın. Etrafımızı sert bir kabuk gibi çevreleyen, nefes almamızı güçleştiren gelenekleri, görenekleri , örf ve adetleri, kuralları kırıp içinde ‘Öğrenme’nin özünü oluşturduğu gün ışığını aldın içeriye. Rutinlerin ve sabit fikirlerin bünyede oluşturduğu
Dikkat spoiler içerir!
Sait Faik, benim okurken kendimi mutlu hissettiğim hayatın kendisini ya da şöyle ifade etmem gerekirse hayatta yaşanan çoğu durumun habercisi olarak görüyorum onun kitaplarını.
Sait Faik'tan okuduğum ikinci kitap. Bu kitabında da olduğu gibi Adalarda seyahat edip balıkçılarla birlikte balık tutuyoruz. Bana göre bir yazarı
Martı Jonathan Livingston... Balıkçı teknelerini kovalamayan, tek kaygısı beslenmek olmayan, gökyüzünü, denizi, rüzgarı iliklerine kadan hisseden, uçmak için uçan, özgürlük için uçan, sınırlılıkların olmadıgını, çalışarak, isteyerek, hissederek her şeyin mümkün olabileceğini kanıtlayan martı.
"Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz..."
Kısaca bir martıdan öğreneceğimiz çok şeyin olduğu kitap. Okuduğum zamandan bu yana kitaplığımda her gözüme çarpışında elektriklerin kesildiği günde o mumun özgür savruluşunda çırptığı kanatlara gülümserim Martı Jonathan'ın. Dünyanın çirkin gelişiminden kaçıp karanlığa yani bir nevi özgürlüğe döndüğüm o günde okuduğum içindir belki, bu kitabın yeri bende hep ayrı olacak.
''Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin,sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için.Cehaletimizi kırabiliriz,becerilerimizi,yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir,kendimiz olabiliriz.En önemlisi,özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz.''
(S.25)
Küçücük çocuk masalı gibi duran okudukça 7'den 70'e herkese hitap eden hatta yaşı belli olgunluğa erişmiş kişileri daha da etkileyecek bir kitap. Yaptığımız seçimlerin, verdiğimiz kararların,sahip olduğumuz ideallerin;aşklarımızın,sevgilerimizin kitabı...Belli olgunluğa ulaşıp yaşamımızı film şeridi gibi geriye doğru sardığımızda kocaman hayallerimizin kimler yüzünden yarım kaldığını görüyoruz.Saçma sapan karşı çıkmalar yüzünden yaşadığımız hayal kırıklıkların bir çoğumuzun hayatında derin izlere neden olduğunu görüyoruz.Mahalle baskısı,toplum baskısı,sürü psikolojisinin yaşattığı yanlış seçimler yaşamlarımızı öyle tek düze öyle mutsuz yapmış ki aşklarımızın,sevgilerimizin; yaptığımız işlerin, bulunduğumuz ortamların hiçbirinden zevk alamıyoruz. Otomatik ,makineleşmiş bir toplum halini aldık.Hayatımızı biraz güzelleştirecek küçücük bir sihirli dokunuşu yalnızca 'sen' yapmak istediğin için toplum tarafında afaroz ediliyorsun.Hayallerimiz o kadar çıplak ki toplum içinde herkes görebiliyor.Aşık olduğumuz kişileri , yapacağımız evlilikleri de birilerine şirin gözükmeden gerçekleştiremiyoruz.Farkında değiliz ama kendimiz olamıyoruz.
Mutluluğumuz gerçekten kim olduğumuz anlamaya ve bunu bilerek yaşamaya başlayınca gelecek,belki o zaman güneş bizim için de doğar
~İyi Okumalar~