"Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o sıkıcı rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!"
Bedri Rahmi Eyüboğlu
İstanbul deyince aklıma Sait Faik gelir Burgaz adasında kıyıda Mavi gözlü bir çocuk büyür döne döne Mavi gözlü bir ihtiyar balıkçı gencelir küçülür İkisi bir boya geldi mi Sait kesilirler Bütün İstanbul'u dolaşırlar elele başbaşa Ana avrat küfrederler uçan kuşa eşe dosta Sivriadada da martı yumurtası toplarlar çilli çilli Ziba mahallesinde
Reklam
"Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!"
Balıkçı: — Çok açgözlüdür, dedi. Bu huyunu sevmem ama, martı bu. Bu martı mahluku doymak nedir bilmez. — İnsan gibi, dedim. — Yok dedi, insana taş atma, insandan insana fark vardır, tok gözlüsü de olur. — Ama, azdır. — Çoktur, dedi.
Deniz kenarında olanlara selam olsun!
minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu.
152 syf.
9/10 puan verdi
Martı
instagram.com/p/B9Z2C2an77z/?... #iyigeceler Hep kişisel gelişim kitaplarında önerilenler arasında gördüğüm ve okumayı çok isteğim güzel kitap Martı Jonathan Livingston, Richard Bach Yıl oldu okuyalı, burada şimdi yerini aldı. Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu... Bu güzel kitapla beni buluşturan @hly_altnkr Eğer dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlıysa, o yok demektir. Zaman ve uzaklıkla sınırlı olmayanı yaşıyoruz biz. Uzaklığı yenince hep aynı yerdeyiz, zamanı yenince hep aynı anın içindeyiz. Böylece her an için birlikte olacağımızı düşünmedin mi? Kitaptan Alıntılar: Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek keşfetmek, özgür olmak gibi. Özgürlük, var oluşun bir parçasıdır. Boş inançlar olsun, gelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa, kaldırıp atmak gerek. Yola çıkanlarımızın çoğu çok yavaştı.Nereden geldiğimizi hemen unutup nereye gittiğimizi merak bile etmeden, günübirlik yaşayarak çoğu kez birbirinin aynısı olan şeyi yaptık; bir dünyadan gelip diğerine gittik. "Yaşam için daha iyi bir amaç , bir anlam aramak sorumlulukların en güzeli değil midir? Öğrenmek araştırmak,özgür olmak Yaşamın amacı olmalıdır!.."
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201967.2k okunma
Reklam
Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelirinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zêkamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!
~ Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz! / 31 ~ Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi. / 39 ~ Fakat hiçbir şey öğrenilmemişse, sonraki yaşam öncesinin aynısı olacaktır; aynı sınırlar ve kazanmak için yüklenilen aynı sıkıntılar... / 59 ~ Hayır Jonathan, böyle bir yer yok. Cennet bir yer, bir mekan değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir. / 60 ~ Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur. / 57 ~ İnancı unut. Uçmak için inanca ihtiyacın yok, sadece uçmayı anlaman yeterli. ~ Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın. Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek. ~ Sevgiyi sakın ihmal etme. / 74 ~ Düşüncelerinizin zincirlerinden kurtulun, bedeninizin zincirini kırın. / 91 ~ Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi? / 106 ~ Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış. / 108 ~ ... ben ona inanmasam da, kitabın son kısmı kendine inandı. ~ Acaba biz, dünyamızdaki özgürlüğün bitişini izleyen martılar mıydık? / 147
Epsilon YayınlarıKitabı okudu
96 syf.
9/10 puan verdi
Martı Jonathan Livingston: Kanatlarını Aç ve Hayatına Yön Ver
Richard Bach'ın 1970 yılında yayımlanan kısa romanı Martı Jonathan, sıradan bir martının özgürlük, farklılık ve kendini aşma arayışını anlatıyor. Kitap, Jonathan Livingston adlı bir martının, balıkçı teknelerinin etrafında uçuşup yemek yiyip anlamsız bir şekilde yaşayan martı sürüsünün içinden çıkarak, uçmanın ve yaşamanın anlamını
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167.2k okunma
Okunması Gereken Kitaplar
Diğer okurlarında kolay kitap seçmesi açısından şimdiye kadar okuduğum kitaplardan beni en çok etkileyen kitapların bir listesini oluşturmak istedim. Seçtiğim kitapların genelde kurgu kitap olmasına özen gösterdim. Sizde listeyi kontrol ederek bu konuya destek verebilirsiniz. Listedeki sıralama tamamen karışık hazırlanmıştır. Konuyu paylaşarak
Reklam
Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!
Minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu..
Martılar... Denizle karanın buluştuğu yerlerde yaşarlar. Denizde bir martı gördün mü bil ki kara yakındır. Kara da martı denizin olduğuna işaret. Ama gel gör ki Ankara da deniz yok ama martı var. Neden? Bir balıkçı kamyonunun peşine takılmıştır da ondan. Balığın tadını almıştır bir kere, kanat çırpmıştır boyuna. Sonra da dönmeyi unutmuştur. Dizi repliği alıntısı
Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!
"Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!"
1,090 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.