Bektaşilik tarikatının ilk "tüzük" yazıcısı Kaygusuz Abdal oluyor. Fakat bu olay yine de Balım Sultan'ın tarikatın örgütleyicisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor olacak ki, Bektaşiler O'na hala "pir-i sani" adını veriyorlar.
Sayfa 45 - ANT Yayınları, 2. Baskı, 1994 İstanbulKitabı okudu
Becerikli, iş bilir ve kıvrak zekâlı olmakla birlikte, bu meziyetlerini kendi menfaatleri doğrultusunda
kullanan, bu arada ufak tefek kaçamaklarla kendisine çıkar sağlayan kişilerden
bahsederken kullanılır.
Bu deyimin dilimizdeki varlığı ta 16. asır başlarına, Hacı Bektaşî Veli zamanına kadar
uzanır. Bilindiği gibi Hacı Bektaşî Veli
Fazlullah’ın başlıca ınüridlerinden biri olan Mîr Ali el- A ’lâ, mürşidinin ölümünden sonra Anadolu’ya geçerek Bektaşî tekke^lttt sığındı.O nunla ve NesÖnî ile HurÛfiliğin, Türkiye’de Bektaşîlikle bütünleşen uzun yaşamı başladı. Anadolu ve Rumeli’ye bu süzgeçden geçerek yayıldı. Ali el-A’lâ (Gıyâseddin Muhammed b. Muhammed el-Horâsânî el-
Alevi-Bektaşi Şiirleri Antolojisi 2.Cilt 16.YÜZYIL
Balım çoklar ile sohbet edübdür
Bu yola erkine emek verübdür
Gidin görün pirim nenle durubdur
Pir olduğu yerden haber ver imdi.
BALIM SULTAN
(1473 - 1516)
Eski Kulağı Kesiklerden
Becerikli, iş bilir ve kıvrak zekâlı olmakla birlikte, bu meziyetlerini kendi menfaatleri doğr-
ultusunda kullanan, bu arada ufak tefek kaçamaklarla kendisine çıkar sağlayan kişilerden
bahsederken kullandığımız bir deyimimiz vardır: Eski kulağı kesiklerden.
Bu deyimin dilimizdeki varlığı ta 16. asır başlarına, Hacı
Bursa’da otlar ağaçlar arasında
Kim yazdı günün aydınlığın
O diri o insan yüzlü beratını
Başka kim yazdı Emir Sultan’dan;
Ve Balım Sultan Urum abdallarından
Baba dostlarıyla kadınlarla
Birtakım ilişkilerden sıyrılarak
Çıkarak karıkocalığın dükkânından
Tuttu aynasında Kızıl Deli’yi;
Yağmur altında sicim gibi
Cân âh çeker ârzû kılar cânânı/ Dem be dem artmakta zâr u efgânı/ Hazırlandı amma gönül kervanı/ Göçülmedi gitti bilmem ne hâldir./ Dağlar duman kış çevirdi yolumu/Balım Sultân sen bilirsin hâlimi/Dost aşkına doldurdular dolumu/İçilmedi gitti bilmem ne hâldir./Sefil Sıdkî abdâl oldu yürüdü/Açılmadı dağlar duman bürüdü/Aşk derdinden çeşmim yaşı kurudu/Saçılmadı gitti bilmem ne hâldir. (Sıdkî Baba 1865-1928)
Aşıkane nefesin Vahdeti meydana ilet
Aşk meydanını gözle Şeh - i Merdan'a ilet
Yüzünü yere sürüb canib - i divana ilet
Bade - i aşk ile laya'kil ü mestane ilet
Ya'ni Sultan Balım' ın nakdi olan cana ilet
Fukara hayline ser'asker ü sultana ilet
İsmi Sersem Ali' dir mürşid - i erkana ilet
Dergeh - i şah - ı felek kadr -i melek şana ilet
Kuş dilin fehm edici zat - ı Süleyman'a ilet
Nice mürşid nazırı ekmel - i insana ilet
Mazhar - ı nur - i Nebi mahzen - i esrar - ı Ali
Pir - i erkan - ı tarikat Hacı Bektaş - ı Veli
KAZAK ABDAL 17.YÜZYIL
Arslan gibi apıl apıl yürüyen
Kendi özün hak sırrına bürüyen
Kepeneğin yanısıra yürüyen
Mürsel baba oğlu Sultan Balım'dır.
Benim pirim Hacı Bektaş Veli'dir
Pirim piri Şahımerdan Ali'dir
Seyyit Ali Sultanın kendisidir
Mürsel Baba oğlu Sultan Balımdır
Kazak Abdal der rivayet eyledim
Üç yüz altmış er ziyaret eyledim
Bu da sözbaşı bir hikayet eyledim
Mürsel Baba oğlu Sultan Balım'dır
Belirli farklılıklar içeren ana gövde, Safevi hareketinin devletlesmesi ve Balım Sultan'ın Bektaşi erkanını esaslı biçimde yeniden belirlemesinin ardından, giderek Kızılbaşlık ve Bektaşilik şeklinde ikiye ayrılmıştır.
Hasretin yangınında cism ü cânım kalmadı
Sultan idim; devletim, kehkeşânım kalmadı
Yayan kaldım çölünde, küheylânım kalmadı
Unutuldu varlığım ünüm, şânım kalmadı
Mezar taşım yıkıldı bir nişânım kalmadı
Şu feryâd u zârımı ne olur duysan dedim
●Âşık olan derdini içine atar dedi
Bu sırrı fâş eylemek ölümden beter dedi
Kays idim şimdi adım Mecnûn’a