"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Balon & Mutluluk 🙂🍒🎈
Okula balon getirdiler. Şişirmesi adını üzerine yazması ve koridora atması için her öğrenciye bir tane verildi. Profesörler daha sonra tüm balonları karıştırdı. Öğrencilere kendi balonlarını bulmaları için 5 dakika süre verildi. Telaşlı bir aramaya rağmen, kimse balonunu bulamadı.
Bu noktada profesörler, öğrencilere buldukları ilk balonu alıp üzerinde adı yazılı kişiye vermelerini söyledi. 5 dakika içinde herkesin kendi balonu vardı. Profesörler öğrencilere şunları söyledi:
"Bu balonlar mutluluk gibidir. Herkes kendininkini ararsa asla bulamayacağız. Ama başkalarının mutluluğunu önemsiyorsak... bizimkini de buluruz." 🙂🎈
#alıntı
Oturdum ,
Sırf az önce beynime hücum eden düşünceleri
Daha iyi , daha derin
tekrar etraflıca düşünebilmek için.
Zaten en iyi bildiğim şey
düşünmek değil mi ?
Başka da bir bok bildiğim mi var ?
Bazen o kadar çok kızıyorum ki kendime
Her şeyi böylesine çok düşünmek zorunda mısın?
Ya da böylesine ince?
Hayır biliyorum elime güzel olan,
iyi
Sen daha sevmedin beni. Ellerimden balon dahi almadın. Bütün gün film izlemeyi hiç tatmadın. Beraber gülüp gözlerden yaş olup akmadın. Birlikte bisiklete binmedin. Çocukluğumu, çocukken düşlediğim seni anlatmadım. Sahilde yürünecek yol ve görülecek bir eylül var. Avucuna işlenmiş bir şiir, söylenecek avaz avaz bir şarkı var. Birazdan bir umut geçer, bir parça bize düşer. Sarılmak için soğuğu beklemeyiz, Gitme!
"Gitme bir kelebek ölür.
Belki en güzel bir günü o görür." (ileti yazarı
Bu incelemede kurduğum cümleler sadece kendi fikirlerim veya başka kaynaklardan alıntıladıklarım değildir. Aşağıda yazanlar, kitabı okurken altını çizdiğim cümlelerin benim kafamda yeniden kurulup, özet mantığına çevrilmiş halidir. Yani, yazarın asıl anlatmaya çalıştığı veya özeti, bir bakıma kitabın bölümler halinde tahlili de diyebiliriz.
1.
❝
Dünyayı verelim çocuklara
Hiç değilse bir günlüğüne
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi
Verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
Doysunlar
Bir gün doğsa öğrensin dünya, öğrensin arkadaşlığı
Çocuklar dünyayı alacak elimizden, ölümsüz ağaçlar dikecekler
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi
Verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi
Verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
Doysunlar
Doysunlar
Doysunlar
❞
YouTube kitap kanalımda Doğu'nun Limanları kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim : ytbe.one/Rclj5apawe4
Balon : İçi boş olan bir şeyin de yükselebileceğini kanıtlayan cisim.
Doğu'nun Limanları = Balon
Amin Maalouf'u ilk kez okuyorum ve tekrar okumam gerektiği konusunda şüpheye düştüm. Sanırım hayatımda okuduğum en
Aşk kanatlandırır,
Dünyanın yükü kalkar insanın üzerinden.
.
İnsan şekerciye girmiş çocuğa döner, içine aşk girince.
İnsan kendini sönmüş balon gibi hisseder,
içinden aşk çıkınca.
Balıkçı ve Oğlu, Zülfü Livaneli'nin son romanı olarak birkaç ay önce piyasaya çıktı. Yayınevini değiştiren Zülfü Livaneli'nin yeni yayınevindeki ilk eseri idi.
Balıkçı ve Oğlu her ne kadar roman olarak adlandırılsa da bir uzun hikaye gibi değerlendirilmeli. İsmi ile çağrışım yaptığı Ernest Hemingway tarafından kaleme alınan İhtiyar Balıkçı ve
"Usta olduk," dedi. "Balon ustası. Ben hangi çocuk hangi balonu sever bilirim. Şöyle bir bakayım, o çocuk hangi renk balonu alacak bilirim. Babası ona kaç tane balon alabilir onu da bilirim. Usta olduk abi, usta... Her zenaatin bir sırrı var, balon satmak da sır ustalık ister... Usta olduk balon satmakta... Bizim mahalleden çok kişi bana heveslendi, balon satmağa kalktı, iflas edip iki günde sermayeyi kediye yüklediler. Her işin bir raconu var abi. Balonculuğun raconunu da ben bilirim.
Bak abi, bak ileriye, şu ağaçların altındakilere, yere kilim sermişlere, tencere kaynıyor. Bak, say bakalım, kaç çocuk var ortada, top oynuyorlar... Tam on bir çocuk var orada... On bir çocuğun yedisine balon satacağım. Dört tanesi almayacak. Belki de alırlar. Bazı kocaman saçlı sakallı adamlar da balon alıyorlar, senin kadar boyları, balon uçuruyorlar, ellerini çırparak. Onlar çocukluklarında hiç balon uçuramamışlar ya da balona doyamamışlar... "
İSTANBUL'DA 1 MAYIS
Kıpkızıl, kan kırmızı bayraklarımızın alevinden
Sarı korsan bir balon gibi soldu güneş.
Ciğerlerimize şişen türküler ateş!
Kol kola
Düştük yola
Yedikule'den amele evleri Sirkeci'ye dayandı,
Karagümrük kırmızıya boyandı.
Kasımpaşa tersaneyi yüklendi sırtına,
Geçtik köprüden
Geliyoruz:
Yol ver bize Cadde-i Kebir!
Kaldırımları söken topuklarımızla
Tokatlıyan'da göbekli mebusları tokatladık
Osmanbey'in ensesine atladık!
Zilfosladık Şişli'nin kadife mantosunu!
Bugün toz kondurmuyoruz keyfimize!
Bugün "Mayıs Bir"!
Bir Mayıs'ta İstanbul
Bizim olmuş gibidir!
NAZIM HİKMET
O ben ki
Bir kadında bir çocuk hayaleti mi
Bir çocukta bir kadın hayaleti mi
Yalnızca bir hayalet mi yoksa.
Ne peki
Yere dökülen bir un sessizliği mi
Göğe bırakılmış bir balon sessizliği mi
İşini bitirmiş bir org tamircisinin
Tuşlardan birine dokunacakkenki
Dikkati ve tedirginliği mi.
Bekler mi beni
Her yanı, ama her yanı çocuklar gibi gülümseyen
Bir sürü yaz gününün içinde
Acaba bekler mi beni
Uykularım, o sonsuz uykularım