Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben deliyim… Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim… Gecenin gözleri üzerimde. Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem… Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim. Hey sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene. Ben deliyim, ama çok şey bilirim. Renkler ve
Gölgem düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak dudaklarını,
Reklam
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak
216 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kitap o zaman ''Kitaplık'' olan kütüphaneme girdiğinde 7. sınıf öğrencisiydim. Kitabı satın aldığımız gün dün gibi aklımda. Babamın bana ilk aldığı kitap buydu. İşin cilveli yanı ise kendisi ağır şekilde Türk-İslam sentezini benimser. 8. Sınıf öğrencisi için pek ideal olmayan bu kitabı babama neden aldığımızı sorarken aklım ''Gençlik kitapları'' reyonunda idi. Bana verdiği cevap şu yöndeydi. '' Her fikri ölç, tart biç, düşüncelerin kulaktan dolma değil, kendine ait olsun. Sana ait olmayanı düşüneni daha çok sev, hayat gerçekten farklılıklarla güzel, bu çocuklar zamanında memleketleri için bir şey yapmaya çalıştılar, onları anlayamadık Dursun önkuzu da bizim, denizlerde bizim dedi (hemen hemen cümle tamamiyle böyle)'' Ki kendisi 69 lu ve bu idamlara karşı herhangibi bir sorumluluğu da yok.. O günden sonra biriktirdiğim tüm düşünce ve ideolojileri kendim ölçüp tarttım benimsedim, kabullendim.... Bugün yeniden baştan sona bu kitabı okuyup bitirmenin buruk sevincini yaşıyorum. Açık yüreklilikle söyleyebilirim ki taban tabana zıt görüşlerimiz olsa da Türkiye tarihinin en acı en can yakıcı olaylarından biri. Benim için hayatıma yön veren kitaplardan oldu. Şunu tüm kalbimle söylüyorum ki ( Siyasi cinayet ve idamlara karşı çok sert çizgilerim var ) keşke yaşamalarına izin verilse bu cinayet işlenmeseydi. Keşke çocuklarını ve akabinde torunlarını görecek kadar sıhhatli bir yaşamları olsaydı. Keşke, keşke....
Darağacında Üç Fidan
Darağacında Üç FidanNihat Behram · Everest Yayınları · 201911,8bin okunma
Büyülü Ceket
Giyim kuşam zarifliğine değer vermekle beraber, hemcinslerimin üzerindeki elbiselerin dikimindeki kusursuzluk derecesine hiç aldırış etmem çok kere. Ama bir akşam, Milano’da özel bir toplantıda tanıştığım kırk yaşlarında görünen bir adam, sırtındaki elbisenin pürüzsüzlüğü ve kesilişindeki mutlak güzellikle gerçekten göz alıyordu. Bilmiyorum
Lozan
Ermeniler, Yurt İstiyorlar Noradunkyan Efendi ile bu meselenin görüşülmesini iyi bir işaret say­dım. Tahmin ettim ki, devletin en yüksek makamında bulunmuş bir kim­se sıfatıyla, Türklerin hissiyatına ve ekalliyetler üzerindeki düşünüş tarz­larına en yüksek ölçüde, en samimi şekilde vakıf olan bir insandır. Onunla anlaşmak kolay olacaktır.
Sayfa 350Kitabı okudu
Reklam
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Artık bana ait olmayan bir hayatın bütün hatıraları başıma üşüşüverdi. Evet, bu hayat bana ait değildi ama en küçük ve en güçlü mutluluklarımı; sevdiğim mahalleyi, gökyüzünün akşamları aldığı her çeşit hali, Marie'nin gülüşlerini ve giysilerini o hayatta bulmuştumben.
Sayfa 95
1.365 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.