Çarşamba aksamları sen anlat karadeniz yerine börüyü izleyen ve arkadan tekrar tekrarını izleyen bir insan ve bağğğyan olarak bu kitabın hedef kitlesi ben değilim. Zaten kendisini tost ekmeği almak için girdiğim marketten para üstüyle aldım. O yüzden de aldığıma değil okuduğuma pişmanım. Başima bir iş gelmeyecekse ben kitabi beğenmedim. Junior boy
Başlık biraz iddialı olmuş olabilir ancak ben bu şekilde okudum ve çok faydasını gördüm. Bu yüzden de herkese faydası dokunsun diye nasıl okuduğumdan bahsetmek istiyorum.
İlk olarak şunu demek isterim ki: Mitolojiye giriş yapmadan önce Sümer ve Babil Destanlarını okudum size de o şekilde yapmanızı tavsiye ederim. Hem bir giriş oluyor az da olsa
Bu kitabı çocuklarınızdan uzak tutmanızı şiddetle tavsiye ediyorum...
On beş günlük kısa bir tatilin ardından tekrar eğitim-öğretim dönemi başladı. Tatilde sıraya koyduğum baya bir kitabım vardı. Fakat bu süre çok kısa olduğundan kitaplarımı bitiremedim. Bu sürenin bana yetmemesi ve kitaplarımı okuyamama baya üzüldüm. Çünkü okulların açılmasıyla
DAHİ DELİ !
Ve karşınızda deli olduğundan mı dahi yoksa dahi olduğundan mı deli bilemediğim Vüs’at Orhan Bener. Çağdaş Türk Edebiyatı 1950 kuşağının yenilikçi öykü, oyun, roman yazarı ve İkinci Yeni’nin ilk öykücüsü.
Nam-ı diğer Oğuz Atay’ın en yakın arkadaşı, kendisini bu sebeple tanımıştım. Ve kendisiyle ilgili bilgim bu kadardı. Bener,
Cemil Meriç.
Yarı aydınlık yarı karanlık bir hayatın yansıması.
Hayatını, romanlarını vs okuduğumuz birçok yazarımız gibi onun hayatını da bir çile olarak nitelendirebiliriz. Sağ - sol departmanından kendisini uzak tutmaya çalışmış (!)düşünce dünyasında sürekli değişimler, gelişimler yaşamış. Sürekli okumuş, araştırmış bunun bedelini iki çift
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?
Kendisini ''Ben nesli tükenmiş bir insanım'' diye niteleyen İsmet Özel'in, yalnızca ismi için dahi okunması gereken enfes kitabı...
"Bu kitabı, intihar eden birkaç arkadaşıma ve paranoyadan, şizofreniden mustarip birçok arkadaşıma ithaf ediyorum...''
sözleri ile başlıyor
İsmet Özel ! Ve şöyle devam ediyor;
''Dünyaya gelmek, bir
''Oğuz Atay bir söyleşide bu kitabında insanın bizatihi ta kendisini anlattım demiş...Birçok yazardan anlatım tekniği bakımından ayrıştığının altını kırmızı kalemle çizmek ister gibi...O birçok yazar kendi belirlediği sularda yüzdürür "insan"ı. Atay bunu beceremediğini yine şu sözlerle anlatır."Ben, kahramanlarımın iplerini istediği
Nazım Hikmet’in hiç romanını okumamıştım, bu kitabının da roman olduğunun farkında değildim. Kitabı okumak için elime alıp kapağını açtığımda şiir değil de düz yazı çıkınca şaşırdım. Kitaba böyle bir sürprizle ve büyük bir merakla başladım.
Nazım Hikmet’in 1962’de tamamladığı kitabı Sovyetler Birliği’de Rusça olarak Romantika ismiyle basılır.
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu çeşitli başlıklar altında toplanmış erkeklerin kanını donduracak türden maddeler, çok kaba ve iddialı yorumlar içeren bir metindir.
Korkunç kin ve nefretin dışa vurumu olarak değerlendirebileceğim bu kitabın yazılış hikayesi, sebebi acaba nedir? Bu olumsuz duygulara sebep
Dönüşmektir kötü bir insan olmak.Dönüşmek bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde, bütün güzelliklerini içinden yıkıp geçmek.
Herkesin acısına yetişmeye çalışan bir insan iken bir gün, aslında insan denilen şeyin kurtarılmaya değmeyecek şu anda ne yaşıyorsa onu hakettiğini anladığında dönüştüğü şeydir.
Ne ben bir kahramanmışım ne de insanlar
"Aşka gönül vermem aşka inanmam
Yıllarca boş yere ağlayıp yanmam
Böyle bir arzuya meyledip kanmam"
(Beste-Güfte: Baki Çallıoğlu)
Meşhur fıkradır; Bektaşiye sormuşlar: "Hiç aşık oldun mu?" diye. "Bir kere tam olacaktım, bastılar" demiş. Bektaşi ile Schopenhauer'ın birleştiği
ARTIK, EN SIRADAN ÇİÇEĞİN AÇMASI İÇİN BİLE DÜNYANIN ŞİDDETLİ DOĞUM SANCILARI ÇEKMESİ GEREKİYOR...
(İlk kısımda anlatılanlar yarı gerçektir.)
1890 yılı FA Cup finalinde Blackburn Rovers ile Sheffield Wednesday takımları karşılaşmaktadır. Maç bitince Kraliçe Victoria saraya dönmüş beş çayını yudumluyordu. Güneşli bir Londra akşamüstüydü. Kapı
Herşeyin bir hikayesi vardır. Bir İnsanın,bir eşyanın, Bir şehrin, bir yolun, bir direnişin, bir ismin, bir kitabın...
Ve onu anlamlı kılan her zaman o hikayedir; kendi hikayesi.
Bu kitabın da bir hikayesi var; ona isim olan; değer veren...
WALDO SEN NEDEN BURADA DEGİLSİN?
Henry David Thoreau, Abd'nin Meksika'ya karşı yürüttüğü emperyalist