Seviyor musun beni? “Evet” diyeceksin, biliyorum, Sözüne güveneceğim ben de; ama yemin edeyim deme, Belki de tutamazsın; Zeus alay edermiş, derler Sözünü tutamayan âşıklarla. Romeo, beni seviyorsan, söyle bana açıkça. Kolayca elde edilmiş sanıyorsan beni eğer, Çatayım kaşlarımı, naz yapıp “hayır” diyeyim sana, Ta ki sen kapanasın ayaklarıma. Yoksa dünyada yapmam öyle bir şey. Doğrusunu istersen güzel Montague, Çılgınca seviyorum seni; belki de bu yüzden Hoppaca buluyorsundur benim hareketlerimi; Ama inan sevgilim, daha bağlı olacağım sana Daha kurnaz olup da çekingen duranlardan. İtiraf edeyim ki, daha çekingen davranmalıydım, Ama farkına varmadan ben, seni sevdiğimi Ağzımdan işitmişsin. N’olur bağışla beni, Hafifliğe yorma sakın Karanlık gecenin açığa vurduğu çaresizliğimi.
Öyle anlar oluyor ki ruhunun derinliklerine hiç inememiş olduğumu düşünüyorum. Bakışların beni korkutuyor. Senden korkuyorum. Yoksa beni hiç mi sevmedin? Çılgınlıklarımdan, pişmanlıklarımdan bıktın mı? Beni mahvetmek mi istiyorsun? İşte sana bunu kolaylıkla yapabilmen için bir olanak veriyorum: Git, bu mektubu bütün Verriéres'e göster ya da sadece Mösyö Valenod'ya göster. Ona seni sevdiğimi söyle, ama hayır sevdiğimi söylersen aşkımızı hafife almış olursun, ona sana taptığımı, ancak seni gördüğüm gün yaşamaya başladığımı söyle. Gençliğimin en çılgın anlarında bile, sana borçlu olduğum mutluluğun aklıma hayalime gelmediğini, senin uğruna hayatımı, ruhumu feda ettiğimi söyle. Bütün hainler bana vız gelir. Dünyada beni hayata bağlayan tek insanın değiştiğini görmekten başka beni mutsuz edebilecek hiçbir şeyin olmadığını söyle. Seni, belki de son kez, kollarımın arasında sıkarken, soğukkanlılıkla düşünüp bir karara varmam mümkün olmazdı, ama şimdi yalnızken bunu yapabiliyorum. Bundan sonra eskisi gibi kolayca mutlu olamayacağız. Senin kollarında geçirdiğim mutlu günlere karşılık bütün hayatımı versem bana az gelir.
Reklam
"Daima tenha zamanlardaki üzüntülü halimde akmakta olan gözyaşlarımı şimdi size gösteriyorum. Bana yaşattığı bu kadar acıyla, bu kadar ihanetiyle beraber yine sevmiş olduğum o adamın muhabbetine karşı beni durduran mesele, o adamın benim yanımda başka bir kadını sevdiğini söylemesi, o başkasına olan aşk ve sevdasını anlatması oldu. Oh! Bu hakaret bir kadın için unutulması mümkün olmayan şeylerdendir. Sevmekte olduğumu görüyordum. O halde gönlümden iğrendim. Böyle gönlü ben de ezerim dedim."
baba. öylesine konuşmak için arıyorsun hep. halimi hatırımı soruyorsun; derken sessizlik koca bir ömür gibi uzuyor aramızda, ben lafı uzatacak sorular bulmak için çırpınıyorum. sana en çok şunu demek isterdim: seni bu hayat böyle yaptı, anlıyorum. ayakta kalmak çok zordu senin için. bana karşı sevgi dolu olmayı beceremedin diye suçlamıyorum seni. bazı geceler uykularım kaçıyor, lafını bile etmesen de sancıyan o yaralarını düşünmekten. ben de senin o sancıyan kanından, canındanım. O can ilgiye öylesine muhtaç ki kendi üzerime yığılıp kalıyorum. ben senin kızınım. beni sevdiğini söylemek için bildiğin tek yol havadan sudan konuşmak, biliyorum. çünkü benim de bildiğim tek yol bu.
Babam, kendisini mi ya da armudu mu çok sevdiğimi sorduğunda, -Tabii armudu, derdim. İçimdeki çocuk, armudun bir tadı olduğunu, babadan böyle bir tat beklenemeyeceğini düşünürdü. Babam da, sanki kendisi çocuk, ben babasıymışım gibi öfkelenirdi. Beni sevip okşamaktan cayardı. Ne çocuksu bir baba diye düşünürdü içimdeki çocuk.
Sayfa 100 - YKYKitabı okudu
"Sanırım aklımı kaçırıyorum... Neler oluyor, ne oldu, bilmiyorum ama sana bir kez... yalnızca bir kez bakmam bile seni ne kadar çok sevdiğimi hissettiriyor bana. Söylediğin ya da yaptığın bir şey yüzünden değil. Hiçbir sebebi yok. Sana bakıyorum ve seviyorum seni. Ve bu beni dehşete düşürüyor. Senin için yapabileceklerim beni dehşete düşürüyor. Lütfen... bana söylemek zorundasın... Lütfen bana delirmediğimi söyle. Lütfen sadece yüzüme bak."
Sayfa 419Kitabı okudu
Reklam
718 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.