🍂
Allahu-u Alem aldığım almış olabileceğim en samimi ve özel hediyedir sanırım. Mescid-i Aksa’dan ayrılacağımız gün yine buluşma noktamız olan Hayat ağacının altında oturdum bekliyoruz ekibi ikindi namazı ardından. Hem hüzün hem ayrılmadan çöken özlem, şükür, azim karmakarışık duygular
düşünüyorum, Kubbetü-s Sahra’ya dalmışım. 9-10 yaşlarında ay yüzlü bir kız gelip oturdu yanıma fark etmedim önce, seslenince döndüm yanımı. Çat pat ingilizce konuştuk biraz. Elinde ki bu saati uzattı bana, sana çok yakışır Abla dedi. Ne diyeceğimi bilemedim zaten, kalbim karmakarışık duygular bir de
bu küçük kız. Sen bana çok şey öğrettin güzel kardeşim ne yazsam boş. Hatıra bir fotoğraf çekmeyi bile akıl edemedim o an. 3-4 ay kadar önce bi ablamdan görmüş ve niyetlenmiştim böyle bir saati
masama almaya nasip olmamıştı bir türlü. Allahım dedim sen ne yücesin ki zamansız mekansız mübarek mescidinde minik kalpli bir kızı vesil ederek kabul edersin niyetlerimizi. Canım kardeşim belki sen bilemedin sarılırken ki gözyaşlarımı ama acizliğimizeydi her damla, şükrümüzün, müslüman bilincimizin eksikliğine, geçmişin eyvahlarına, geleceğin dayanaksız umutlarına...