Kendimizi "KİMLERE GÖRE BEN NERDEYİM" rüşvetine göre algılayacağımıza, "BANA GÖRE KİMLER NERDE" yi dikkate alarak düzenlemek benmerkezcilik değil, benliğimize sahip çıkabilmektir." Bunu gerçekleştirebildiğimiz oranda "ben-sen" ilişkilerine, dolayısıyla evrenin tekliğine yakınlaşma yolları biraz olsun aranabilir.
Ama şu dünyadan kimseyi gerçekten sevmeden geçip gidenlere göre yine de şanslı hissediyorum. Yani diyorum ki , dönmeyeceksen de mühim değil , bu duygu bana yeter , senin canın sağ olsun Osman.
Sayfa 23 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
5.cilt
1275. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize bir gün bir konuşma yaptı ve: - "Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri: - Her sene mi, ey Allah'ın Resulü? diye sordu. Hz. Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip
Uçarcasına geçiyorum bütün cennetlerin emin diye bilinen mekânlarından, bana göre değil çünkü sakin yürümek.
“Marla’nın hayat felsefesi, bana söylediğine göre, ölmeye her an hazır oluşu. Marla’nın hayatındaki trajedi ise ölmüyor oluşu.”
Yürümek. Bana göre, Rimbaud için yürümek bir kaçıştı. Yürürken yakalanan, bir şeyleri geride bırakmanın verdiği o daimi memnuniyet hali. Yürürken geri dönmek söz konusu değildir. Çekip gitmiş, yola çıkmışsınızdır, işte o kadar. Yorgunluğun, tükenmişliğin, kendinizi ve dünyayı unutmuş olmanın muazzam keyfini hissedersiniz akabinde. Eskiden anlattıklarınız, bütün o bıkkın homurdanmalarınız adımlarınızın sesiyle bastırılır. Her şeyi bastırır yorgunluk. Niçin yürüdüğünüzün hep farkındasınızdır: ilerlemek, yola çıkmak, ulaşmak, tekrar yola çıkmak!
Sayfa 51 - Kollektif Yayınları
Reklam
" 'Komşusu açken tok yatmamak' için bunca vakıflar, dergâhlar, imaretler, hayır kurumlarını yaşatmak yerine işçi sömürüsü yapan Marks'ın yahut köylü sömürüsü yapan Mao'nun fikirleri mi Türkiye'yi kurtaracak? Bana göre Marksizm, büyük bir aldatmaca. Çünkü insan çalışarak, kazanarak, sahiplenerek yaşar. Ve kazandığından, sahiplendiğinden gönül rızasıyla paylaştıkça mutlu olur. "
Sayfa 144 - Kapı Yayınları
Sahi, nerede başlamıştı bu yalnızlık? Kalabalıklar içinde ağlamak, bana göre değildi ..
Hasılıkelam yaşadım ben kaybolduğum yıllar boyunca. Şimdi bana kaybolan yıllarım boyunca ne yaptığımı sorsanız, size yaşadığımdan fazlasını söylemek de boynumun borcu tabii. Yaşamaktan başka, yaşamak için gerekli şeyleri yapmanın da bir nevi haricinde, kitap okudum diyebilirim. Yokluğumda çok kitap okudum. Bir yazar olduğum için daha önce pek kitap okumuşluğum yoktu, nasıl derler, biz yazarlar yazardık. Yani yazarsanız yazarsınız değil mi, yazmak yerine okuyacak değilsiniz. Bu nedenle okumamış olduğum kitapları okumaya başladım. Artık bir şey yayınlamayacağım ve hatta söz vermiş olmasam da yazmayacağıma göre okuyabilirdim, vaktimi bu değerli uğraş ile değerli kılabilirdim. Okudum efendim, epeyce ve bolca okudum. Ve okudukça gördüm ki insan kendisinde gizliymiş. İnsanın sırrı kendisiymiş. İnsanın en değerli hazinesi denizler aşıp kaf dağının ardına bile dolansa,kendi evinin bahçesinde gömülü; insanın cenneti kendi kalbine doğrulttuğu gözlerindeymiş… Huzur dünyada bir yerde değil, insanda bir halde imiş. Fizan’a gitsem neye yarar, kendime gelmedikten sonra. O zamanlar tabii artık Ulrich vardı. Neyse. Ben de döndüm.
yuva.
“Karmaşık bir sözcüktür yuva. Neredeyse herkes için muhtelif anlamlar taşır. Bana göre yuva sadece bir yer olmayıp aynı zamanda bir his, sıcak ve huzur verici bir hakimiyettir. Yuva, davranışlarım yahut tenimin rengi sebebiyle bahaneler uydurmamın gerekmediği, ben de oranın bir parçası olduğum için kabul görmem gereken mekândır. Hem kişiye özel hem de müşterek bir alandır zira birinin en çok ait olduğu ama bunun sırf etrafındaki dostlar sayesinde gerçekleştiği yerdir.”
Sayfa 210 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bana göre hayatın anlamı keşiftir. Hayat bir keşif yolculuğudur. Neyi keşfedeceksin? Özünü, kendini.
Öyleyse soruyorum, kendisinden nefret eden adam başkasını sevebilir mi? Kendisiyle anlaşamayan kişi başkasıyla anlaşabilir mi? Kendisinden bile bıkmış usanmış kişi başkasına keyif verebilir mi? Bana göre, insan Delilikten daha deli değilse bu sorular karşısında sadece susar.
Ben senden başka hiç kimseyi düşünemiyorum. Düşünemeyeceğimi de sanıyorum. "Artık birbirimizi hiç görmeyeceğimize göre, yalnız yaşayacak değilsin ya" dedikten sonra, "Ama ben yalnız yaşamanı, sadece bana ait olmanı istiyorum" diye ilave ediyorsun. Ben de yalnız sana ait olmayı istiyorum. Bundan zerre kadar şüphe etme. Senden başkasıyla en küçük bir münasebetim olabileceğini aklına bile getirme. Fakat aynı şeyi ben de istiyorum. Yani ben de senin yalnız bana ait olmanı istiyorum.
Sayfa 39
En tehlikeli kelime nedir Olriç? -“Ama”dır efendim bana göre. -Neden Olriç? -Önceden söylenen her cümleyi öldürür! Mesela, ‘seni seviyorum ama…” gibi.
Tanrı..
Keyfim yerinde: Tanrı iyi. Ağlamaklıyım: Tanrı kötü. İlgisizim: Tanrı tarafsız. İçine girdiğim haller O’na mütekabil sıfatları verir; bilgiyi sevdiğimde O her şeyi bilir, kuvvete taptığımda da O her şeye kadirdir. Şeyler bana var gibi mi görünmektedir? Var olurlar. Bana yanılsama gibi mi görünmektedirler? Buharlaşırlar. Bin gerekçe O’nu destekler, bin gerekçe de yok eder; coşkularımla canlanıyorsa da hırçınlıklarımla soluksuz kalır. Bundan daha değişken bir suret yaratamazdık: O’ndan bir canavarmış gibi çekiniriz ve O’nu bir haşere gibi ezeriz; ilâhlaştırırız O’nu: varlık O olur. O’nu reddederiz: hiçlik O olur. Dua, Yerçekimi’nin yerini bile alsa O’na evrensel bir süre temin edemezdi: Daima anlarımızın keyfine kalırdı. O’nun alınyazısı, ancak safların ya da geri zekâlıların gözünde değişmez olmaktır. Tek bir kez incelendiğinde ne olduğu açığa çıkmaktadır: yararsız dava, anlamsız mutlak, dangalakların patronu, yalnızların eğlencesi, ruhumuzu eğlendirip eğlendirmemesine ya da coşkularımıza musallat olup olmamasına göre saman çöpü ya da hayalet.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.