Insan tam aksini iddia etse de aslinda en cok yalniz olmaktan korkar. Yalniz uyumak, yalniz uyanmak, yalniz yaşlanmak, yalniz ölmek... insanoğlunun en büyük korkularidir bunlar
İstanbul'a olan tutkusunun ona hayatının mucizesini getireceğini bilmeden İstanbul ile arasında özel bir bağ olan Efe'nin hikayesi bu......
Bu kitabı okurken aşkıda İstabul uda iliklerinize kadar hissedeceksiniz.Eğer İstanbul da yaşıyorsanız her gün yanından geçip gittiğiniz,göz ardı ettiğiniz bu büyüleyeci şehre başka bir gözle bakmayı deneyeceksiniz. Ama eger ki bu şehri gidip görme şerefine nail olmadıysanız kitaptaki detaylarla gitmiş kadar olacaksınız ve içinize fark etmeden İstanbul aşkının tohumlarını ekmiş olacaksınız. Hem gülümseyip hem hüzünleneceğiniz,özellikle son sayfalara doğru elinizden bırakamayacağınız harika bir İstanbul hikayesi.....
Ve eminim siz de benim gibi devam kitabını dört gözle bekliyeceksiniz
ALINTININ ALINTISI;
⭐"İnsan aşık değilse bu şehir de yaşamamalı,çekip gitmeli!"
Kırım ulus olarak hala mazimizde yara. Ve biz ulus olarak yaralarımız hakkında konuşmayı pek sevmeyiz. o yüzden Balkan ve Kırım konusu pek dillendirilmez. Üzüntülerinizi dile getirdiğiniz zaman faşist damgası da yersiniz.
Açık konuşmak gerekirse ismime imzalı bir hediye olmasının yanında benim için kitabı değerli kılan başka sebeplerde var. Bu
İsmail Saymaz gibi ben de hem Rizeli hem Erzurumluyum, ama benim erzurumluluğum yirmi sene öncesi askerliğimden. O günden beri arada Erzurum resimlerine bakar dururum... karlar altında ışıltılı bir eski şehir. Erzurum en soğuk hâliyle bile güzeldi o zamanlar. Oralara gidenlere denk gelirsem de caddeleri, sokakları sorarım: o kitapçı hâlâ orda mı,