Diyor ki Ubâde b. Sâmit: "Ben Ashâb-ı Suffa'da olan bazı kardeşlerime Kur'ân okumasını ve yazı yazmasını öğretirken bu talebelerimden biri bir gün bana bir yay hediye etmişti. Çok güzel bir yaydı. Hediyesini kabul ettim. Kendi kendime dedim ki: 'Öyle çok kıymetli bir mal değildir bu. Hem ben onunla cihada katılır, Allah yolunda
Üç yaşındaki kızınız makasla kolyenizi mi kesti? Ya da aynı şeyi sekiz yaşındaki çocuğunuz mu yaptı? Bu ikisinin anlamı tamamen farklıdır. İlki yeni makasıyla neleri kesebileceğini keşfediyordur. Henüz böyle bir hareketin geri dönüşünün olmadığını anlayamaz ya da ona göre bu önemli değildir çünkü "baba tamir edebilir." İkincide ise durum farklıdır. Burada cezalandırıcı bir davranış söz konusudur. Burada çocuk size, eşinize, kardeşine ya da öğretmenine, birine karşı olan sinirini ifade ediyordur. Bu arada kendi elbisesini yapıyorsa da hevesini kırmayın. Belki ileride büyük bir modacı olacak.
Yüzerken, oynarken veya konuşurken üstüme bir his çökerdi. İçimi dolduruşuyla, göğsümde yükselişiyle korkuya çok benzeyen bir histi bu. Aniden boşanan yaşlar gibi hızla gelirdi. Oysa ikisi de değildi, korku ve yaşlar ağırken bu his kuş hafifliğindeydi, onlar donukken bu his parlaktı. Mutluluğu daha önce de tatmıştım, tek başıma eğlence arayarak
Öğretmeler daha iyi bir toplum yetiştirmek için çabalayan, tanınmayan ve yeterli derecede karşılık almayan işçilerdir. Eğer sana iyilik yapan herkese, özellikle annenden babandan hemen sonra gelen öğretmenine karşı sevgi beslemezsen, ben bana duyduğun sevgiden hoşnutluk duyamam. Onu benim kardeşimmiş gibi sev; onu, başını okşadığında da seni azarladığında da, haklı olduğunda da haksız olduğunu düşündüğünde de sev; onu neşeli ve tatlı olduğunda sev, kederliyken daha da çok sev. Ve "öğretmen" kelimesini hep büyük bir saygıyla söyle, çünkü bir adamın bir başka adama baba haricinde söyleyebileceği en asil, en tatlı söz budur.
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 16. Baskı, Ocak 2020Kitabı okudu
Babaya bağlılık çok değişiktir. Anne, içinden çıktığımız yuvadır, doğadır, topraktır, okyanustur; baba böyle doğal bir yuvayı göstermez. Baba, çocuğun öğretmenidir; ona dünyaya açılan yolu gösteren kişidir.
Bedir'den döndükten sonra Hubeyb b. Adiy 'in yüreğinde var olan şehadet aşkı daha da alevlenecek, kendisinden yaşça küçük olan muhacir kardeşinin şehit edilmesi onu bu konuda daha da farklı bir noktaya taşıya caktı. Bedir'den bir yıl sonra Uhud Gazvesi'nde de bu aşk ile katılacak, ora- da da meydanın ve elindeki kılıcın hakkını