25.06.2017
Tanıksız siliniş. Çoktan beri ait olduğu bir devingenlikle. Tuhaflığın açığa vurduğu arayışlar ve hatıraları.
Tarihsiz ilişkiler. Hakikatini yitiren diyaloglar gibi tasasız.
Bir Dickens yaratımı gibiydi gün:
Saatler, dualar, olaylar.
İskambil kâğıtları gibi dikkatli.
Baktı, karıştırdı ve kardı.
Daha yalnızdı artık. Asi bir devrim gibi uyumsuzken ben.
Bilerek ve vererek hakkını.
Banjo müzisyenleri kadar inanılmaz.
Tiyatral, çıplak ve haşmetli farkındalık, gerçeğin yararına bir çeşitlilik sunarken.
Fetişi plaklar olan, bir fikre âşıktı o!
Nasıl böylesine güzel kalabilirdi.
Ve biçimsiz bir düşüşü savunmak neden yokuş yukarıydı hep.
Sam'in ailesindeki herkes müzikle ilgileniyordu: "Gitar, keman,
tenor banjo, mandolin, piyano, saksafon ve klarnet çalarlardı, şöyle ya da böyle ödünç alınan, kiralanan veya satın alınan herhangi bir şeyi çalarlardı." Kardeşlerinin geri kalanı ve Patton'un kendisi gibi, Sam ele, sık sık beyazlar için çalıyordu. 1 976'da bundan şöyle bahsediyordu: "Siyahlar için çok seyrek olarak çalıyordum, onların sana ödeyebilecekleri bir şeyleri yoktu." Geriye baktığında, siyah müzisyenlerin gördüğü muameleyi kin duymadan hatırlamaktadır.
"Bir bakıma sana iyi davranırlar, bir bakıma ela iyi davranmazlar. Kendi efendinin evinde davrandığın gibi davranmaya zorlanırsın. Eve ön kısımdan giremezdik, dışarı çıkmaya hazırlandığında
ön taraftan çıkamazdın, arkadan dolaşmak zorundaydın ve yiyecek içecek servisi yaptıklarında, önce senden başka herkese servis yaparlardı, sen de arka sundurmaya gider servisi orada beklerdin.''