Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
otuz otuz beş yaşlarında bir yetmiş yetmiş beş boylarında yetmiş yetmiş beş kilolarında yağız tenli gülümseyen ama gülmeyen. istanbul ankara arasında süregelen bir hayatın yitik kişisidir o. çocuk değildir çoğu şeyi anlayıp sezsede ses çıkarmaz , sinirlenirse de sakinleşinceye kadar aslaya beklemez, dilinin ucuna gelen ağzından çıkıverir. çok parası yoktur bankada bir evi kalbinde bir sevdiği .. hayatta kalmak için bir iş tutar. tuttuğu işi severek yapar. bazen olur canı fena sıkılır. başını alıp azığını toplayıp ülkeyi terk etmeye kadar sonu vardırır. sınırda durdurulur pasaport vize sorulur. sonunda barışır kendinle. çünkü başka konuşacağı kimse yoktur. içini dinleyip affetmiştir kendini. ikiniz için de söylüyorum. yazı yazabilmek okuyabilmek ve ben de işten artan zamanımda yaşadım hayat varmış diyebilmek için başkalarını da sevmeye cesaret edebilmek için. yanlış olmuş böyle olmaz yanlış yapıyorsunuz diyebilmek için.. karşıda bir ıssız arazide dikilecek bir fidan olabilmek için. susuz geçirilecek yaza dayanabilmek için fena geç kaldım ama geldim diyebilmek için.. kapıyı iki kere çalıp biraz beklediği girmediği için.. yok saymayacaksınız değil mi onu. o da var ben size söyleyeceğim sonra kim olduğunu ne olduğunu
GÖRÜCÜ İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum. --Anne! Ben geldim! Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu. --Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben. Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir