Okumak için neyi bekliyorsun?
Normalde bu tarz çizgi romanları okumayı pek sevmem, nedendir bilmiyorum ama hep bana çok yavan ve sıkıcı gelmişlerdir. Ancak bu seriyi görünce biraz meraklandım açıkçası. Zaten hep demezler mi merak denilen şu duygu insanın başına neler getirir neler… Kitaplar elime geçtikten sonra başta okumakta zorlandığımı itiraf etmem gerek, hiç alışık olmadığım bir tür yazı stili ile çiziktirilmişti. El yazısı sanırım biraz zorladı ama sonradan açıkçası alıştıktan sonra, hoşuma gitti bile denebilir. Neyse, konusuna dönersek bence gayet de güzel kurgulanmış, çizimleri de sıcak ve içten, son cilde kadar bazı şeyleri yerine oturtmak için kafa patlatıyorsunuz, bu da biz okurların merakını daha da celbeden bir durum olduğundan daha bir zevk ve aşkla okuyoruz çizgi romanı. Ben üç cildi de okudum, bitirdim, ve kendime her ne kadar inanamasam da üçlemeyi çok beğendim. Baobab yayınları başarılı bir çalışma çıkarmış, kendilerini de tebrik ederim. 
Rosalie Blum 1. Cilt: Bir Dejavu Hissi 
Rosalie Blum 2. Cilt: Eller Yukarı, Donlar Aşağı! 
Rosalie Blum 3. Cilt: Neyse Halim, Çıksın Falım
Ben ne okudum böyle?
Siz hiç cidden çok enteresan bir çizgi roman okudunuz mu?
Çoğu çizgi roman okurları DC ve Marvel evrenine bayılır ve çoğunlukla da bu evrenin dışında grafik romanlar okumayı tercih etmezler. Bazı okurlar da manga okumaya bayılırlar, aksini düşünmezler bile. Bana kalırsa her iki kesim de bir yanılgı içinde. Şahsen hem DC ve Marvel evreninindeki kaliteli çizgi romanları hem sağlam mangaları hem de bağımsız, bazıları One Shot diyorlar, grafik romanları okumaya değer buluyorum. Özellikle de son zamanlarda Baobab yayınevinden çıkan grafik romanları okumak çok hoşuma gitti, oldukça ilgi çekici ve farklı türden hikayeleri bir arada barındırmaları, konulardaki olağandışılık beni fazlasıyla cezbediyor.
Kaybolan O Günler de sürekli çevremde okurların tavsiyede bulunduğu , birbirlerine okumaları için salık verdiği, hikayesi ve derinliği ile etkileyici bir grafik roman olduğu gibi çokça manzaraya şahit oldum. Hal böyle olunca ben de bu platformdaki incelemelere baktım. Çok sayıda kullanıcının bu grafik romanı beğendiğini yapmış oldukları yorumları okurken daha iyi anladım.
Çizgi romanı okumaya başlayınca kullanıcıların ve okurların ne kadar haklı olduklarını görmüş oldum. İnanılmaz bir kurgusu var, sizi içine çekerek kitaba hapseden sürükleyici bir anlatımı ve her sayfayı çevirdiğinizde merakınızın dozajını arttıran, damarlarınızda akan kanın hızlanmasına sebep olacak denli albenisi olan bir hikayesi var.
Çok beğendim, gerçekten çok beğendim. Bunu laf olsun diye söylemiyorum, bu grafik romanı okuyanlar eminin benimle hemfikirdir. Mutlaka listenize ekleyin ve okuyun.
Kaybolan O Günler
Gölgelerden Kaçmak Mümkün mü?
Sessiz ve sakin bir hayat süren Joachim ve ailesinin monoton yaşamı üç gölgenin birdenbire ortaya çıkmasıyla tamamen değişecektir. Küçük bir çocuk olan Joachim bir gün ailesine gölgelerden korktuğunu söyler, anne ve babası bu konu üzerinde o anda pek durmazlar. Ne varki yaşadıkları evin önündeki tepede her gün üç silüetin belirmeye başlaması ile gerilim dolu anlar yaşanmaya başlar.
Bir babanın oğlu için neleri göze alabileceğinin acıklı hikayesini okuyoruz. Siyah beyaz çizimler de hikayenin temasına oldukça uygun olmuş. Uzun soluklu bir macera olmasına rağmen (268 s.) kısa sürede, rahat bir şekilde okunabilen bir özelliğe sahip.
Baobab yayınevinden çıkan birçok çizgi romanı okudum, en beğendiklerim arasına girmeyi sonuna kadar hak etti. Okuyun, okutturun.
Üç Gölge
![[̲̅t̲̅a̲̅m̲̅e̲̅r̲̅] ☾](https://r2.1k-cdn.com/sig/size:96/plain/https%3A%2F%2F1k-cdn.com%2Fresimler%2Fuyeler%2F325014_1710085179_AxDAP.jpg){kind=small}
91 syf.
8/10 puan verdi
Uzun zamandır karşıma çıkan bir kitaptı. Kapakta yazan yazı ilgimi çekmişti.
"Kitap o dönene ya da Julian onun dönmeyeceğine emin olana dek sürüyor."
Julian'ın gözünden anlatılıyor eser. Julian, Veronica ile evlenmiştir. Veronica'nın önceki evliliğinden bir çocuğu vardır. Adı Daniela.. Julian Öğretmenlik yapmaktadır. Ekstra olarak da Pazar günü yazıları yazmaktadır. Ve bitiremediği bir de Romanı vardır.
Veronica bir gün resim kursundan eve dönmez. Evde 8 yaşındaki kızı Daniela ve kocası Julian dönüşünü beklemektedir.. Kitap bu şekilde başlıyor. Ve sonra Julian'ın Daniela'yı uyutmak için anlattığı ağaçların hayatını karşımıza çıkar. Sanırım 
Küçük Prens 'te de olan "Baobab" ağacı ile Kavak ağacının konuşmaları.. Ama zaman geçtikçe anlatılanlar masalsı olmaktan çıkar. Hikayeler gerçek hayata ayna tutmaya başlar.
Ve Julian bir karar verir... Verdiği bu kararla bekleyişinden daha anlamlı bir amaç bulmuştur kendine...
Gerçek hayattan bir kesit.. Daha doğrusu Latin Amerika'dan.. Okurken düşündürücü bolca öğe barındırıyor...
İyi Okumalar..
